"Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse göğü delen anlamına gelir. Samoa'ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü delip geçmişti."
Samoa takımadalarından birindeki Tiavea köyünün büyük şefi Tuiavii'nin taslak şeklinde kendi dilinde yazdığı konusmasının Erich Scheurmann tarafından Almanca'ya çevrilmesiyle okuma imkanina sahip olmuşuz Göğü Delen Adam'ı.
Sosyolojik düşünmeye yönlendiren bir kitap diyebilirim kısaca. Zaman, para, siyaset, din, ruh gibi birçok konuda bizi yeniden düşünmeye sevk ediyor.
En çok " Papalagi, Tanrı'yı Yoksullaştırdı ve Papagali Bizi Kendi Karanlığına Çekmek Istiyor" adlı bölümleri beğendim. Sinema ve gazete hakkında söylediklerini ilginç buldum. Bana Thomas Jefferson'un "Hiçbir şey okumayan bir insan, gazeteden başka bir şey okumayandan daha iyi eğitimlidir: Hiçbir şey bilmeyen birisi beyni sahtelerle ve yanlışlarla dolu olandan gerçeğe daha çok yakındır" sözünü hatırlattı.
Genel olarak ise "Bir Çift Yürek" kitabını okurken kapıldığım hisse kapıldım.
Kitabın sonunda Scheurmann'ın hayatına yer verilmişti ve Herman Hesse ile yakın dostlarmış.
Velhasıl ''Papagaliyi okumak yetmez. Bizim içimizde küllenmiş olan duygularımızı yeniden canlandırmayı da öğrenmemiz gerek.''