Düşsel avuntularda bulmak seni, Ve yitirmek olur olmaz zamanlarda, Çınar gibi kalıcı değil, Papatya gibi tez ölen aşklar mesela, Tuz basmak yaralarıma, Ve kanatmak kabuklarını, Hep seni düşünmek, Yaprak dökümlerine öykünmek ölesiye, Ve efkarlı mısralar miras kaldı, Beyaza boyanmış sevdamdan... Adnan Korkmaz
Patika
Uzaktan deniz görünüyor. Hafta içi olması nedeniyle birkaç tur otobüsünün haricinde ortalık tenha. Asfalt yolun bittiği yerde başlayan dar patikalardan birinin ucundan tutarak yürümeye başlıyorum. Gelirken yolda bir tilki çıktı arabanın önüne. Kemikleri sayılıyordu, gözlerini devirdi, kaçacak sandım, yerinden bile kıpırdamadı. Tuhaf bir his.
Reklam
533 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Hayat peşimi bırakmıyordu, her zamanki yapışkanlığıyla.
*Kinyas ve Kayra kitabıyla daha önce çok kez karşılaşmış ama bir türlü okuma firsatı yakalayamamıştım.Bir tarih kitabı veya masalsı bir roman olarak düşünmüştüm .Okuyunca çok derin bir kitap olduğunu ilk sayfalarda fark etmiştim. Bu kitabı nitelendirecek olursam sadece tek cümle ile : okunmayı hak eden iyi bir roman . *Birbirinden tamamen farklı
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227,3bin okunma
Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bize. Ne her gördüğümüzü isterdik ne de her dediğimiz olurdu. Ama öyle bunalımlara girip çıkmazdık. Ertesi gün unuturduk. Bir giydiğini bir daha giymemek, Önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize. Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik. Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten küçük kardeşe kaldığı o günlerden bahsediyorum. Sökülenin atılmayıp dikildiği, Yıprananların yamalarla saklandığı günler. İşte bu yüzden her anne iyi bir terzi ve her baba da yenilerini alamadığı için biraz buruk olurdu. Ama modayı yine de yakından takip ederdik biz. Mesela; ipten kemerlerimiz, çoraptan eldivenlerimiz vardı. Her bahar papatya toplamak ve çimlerde yuvarlanmak gibi sıradan eğlenceler de edinmiştik kendimize. Üstelik pantolonumuzda beliren çimen lekesi için annemizden yiyeceğimiz azara bile hiç aldırış etmeden. Ama yine de iyi çocuklardık biz. Ağlayan küçüğümüzü susturmasını da pazardan gelen büyüklerimizin yüklerini taşımasını da beraber gülüp beraber ağlamasını da iyi bilirdik. İstediğimiz bir şeyin olması için sabretmeyi de o yokluk günlerinde öğrendik. İşte bu yüzden ekmek ve emek bizim için nimettendir. Kaybetmemek için sıkı sarılırız, ekmeğimize de sevdiklerimize de.
Din Simsarı : Fıkıh Derneği
Yılmaz ÖZDİL - Erkek çocuklarına tecavüz edilen Fıkıh Derneği neden 2013 yılında kuruldu biliyor musunuz? İstanbul'da güya din eğitimi veren Fıkıh Araştırmaları Derneği'nin yatılı kursunda 30'a yakın erkek çocuğuna tecavüz edildiği ortaya çıktı. ★ Hergün bir başka şehirden böyle bir haber geliyor. Giderek artıyor. ★ Çünkü… ★ 2004 yılına kadar,
Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bize. Ne her gördüğümüzü isterdik, ne de her istediğimiz olurdu. Ama öyle bunalımlara girip çıkmazdık. Ertesi gün unuturduk. Bir giydiğini bir daha giymemek, önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize. Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik. Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten küçük kardeşe kaldığı o
Reklam
211 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.