Perec'in Mekân Feşmekân kitabını bitirdikten sonra, okumaya başlayıp devam ettirmeyi unuttuğum 'Mimarlık Nedir? ve Diğer 100 Soru' kitabımı hitâma erdirmek üzere açıp kaldığım yerden okumaya başladım tekrar. Ardından bu sayfayı görünce Perec'i tam zamanında okumuşum ve mimarlık disiplininin yazma pratiğiyle aktarılmasına iyi bir anda şahitlik etmişim dedim. Tevafuk oldu gerçekten :')
Fransız yazar Georges Perec'in edebiyat dünyasında ses getirmiş, 300 sayfalık polisiye bir romanı vardır. Romanın tamamında 'e' harfi bulunmaz. Ve Türkçe dahil tüm çevrilerinde de kitap e harfi kullanılmadan çevrilir. Peki neden? Fransızca'da e harfi 'onlar' anlamına gelir. İkinci Dünya Savaşı sırasında bazı Fransız işbirlikçiler Perec'in ailesini kaçırıp Nazilere teslim eder. Yazar ailesini kaybeder ve yıllar sonra Nazi kamplarında öldüklerini öğrenir. Ailesini yani 'onlar'ı kaybetmiş olmasının acısını romanında onlar kelimesine denk gelen e harfini kullanmayarak dışa vurur. Romanın adı ise Kayboluş'tur...
Sabırlısın ama
beklemiyorsun.
Özgürsün ama
seçimde bulunmuyorsun.
Müsaitsin ama hiç birşey
kılını kıpırdatmıyor .
Sürprizden yoksun bir hayat,
emniyettesin.
Uyuyor ,yürüyor , yaşamaya devam ediyorsun.
Dalgın bir bilim adamının labaratuvarında
bir labirente terk edilmiş fare gibi.
Georges Perec
"Kendini görmeyi hep sürdüreceksin...
Hiçbir şey yapamazsın,
Kendinden kaçamazsın,
Kendi bakışından kaçamazsın,
Hiçbir zaman bunu yapamayacaksın.."
Uyuyan Adam - Georges Perec
"Sabırlısın ama beklemiyorsun, özgürsün ama seçmiyorsun, müsaitsin ama hiçbir şey seni harekete geçirmiyor. Hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey talep etmiyor, hiçbir şeyi dayatmıyorsun. Hiç dinlemeden duyuyor, hiç bakmadan görüyorsun: Tavanlardaki çatlakları, parkenin dilimlerini, gözlerinin çevresindeki kırışıklıkları, ağaçları, suyu, taşları, geçen arabaları... Artık tükenmez olanın içinde yaşıyorsun."
Kaynak: meshursozler.com/meshur-sozleri/...
"Yalnızsın. Yalnız bir adam gibi yürümeyi, aylak aylak dolaşmayı, sürtmeyi, bakmadan görmeyi, görmeden bakmayı öğreniyorsun. Saydamlığı, hareketsizliği, varolmayışı öğreniyorsun."
"Mutsuzluk üzerine atılmadı, üstüne çullanmadı; yavaşça sızdı, neredeyse tatlılıkla sokuldu. Büyük bir dikkatle yaşamına, hareketlerine, saatlerine, odana işledi, uzun süre gizli tutulmuş bir hakikat, reddedilmiş bir gerçeklik gibi.."
"Pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti. Topu topu yirmi beş yaşındasın, ama yolun çizilmiş bile. Roller hazır, etiketler de. Bebekliğindeki oturaktan yaşlılığındaki tekerlekli sandalyeye varana kadar oturulacak tüm yerler orada durmuş sıralarını bekliyorlar. Serüvenlerin öyle iyi betimlenmişler ki, en şiddetli isyan bile kimsenin kılını kıpırdatmayacaktır."
Fransız sosyolog ve yazarın aramızdan ayrılışının 42. yılında saygıyla..
"Yalnızdın, hepsi bu, ve kendini korumak istiyordun; dünyayla senin arandaki köprüler sonsuza dek atılsın istiyordun. Ama sen bir hiçsin, dünya ise öyle kocaman bir sözcük ki."
"Önemli olan tek şey yalnızlığın!
Ne yaparsan yap, nereye gidersen git, gördüğün hiçbir şeyin önemi yok, yaptığın her şey boşuna, aradığın her şey sahte. Var olan tek şey yalnızlık!"
"Önemli olan tek şey yalnızlığın!
Ne yaparsan yap, nereye gidersen git, gördüğün hiçbir şeyin önemi yok, yaptığın her şey boşuna, aradığın her şey sahte. Var olan tek şey yalnızlık!"