İnsanın mükellefiyeti akıl varlığı olmasına bağlanamaz; zimmet, yani çevresindeki nesneler ve insanlarla âidiyet ilişkisi kurabilme, mükellefiyetin zeminini teşkil eder .
Ben geldim geleli açmadı gökler;
Ya ben bulutları anlamıyorum,
Ya bulutlar benden bir şeyler bekler.
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum…
Ben geldim geleli açmadı gökler.
Zincirlerimizi götürürüz kendimizle birlikte; tam bir özgürlük değildir kavuştuğumuz; döner döner bakarız bırakıp gittiğimize; onunla dolu dolu kalır düşlerimiz.
Yaratıcının, o fâil ilkenin sizi soruya muhatap kılması, sizi sorulabilir bir varlık olarak dikkate alması, kısaca muhatap almasıdır aslında ‘teklif’. Teklif de hemen ardından ‘külfet’ getiriyor.
Mahkemenin(hukukun) manevi kuvvetinin devletin fiziki kuvvetine denk olabileceğini kabul etmek, fikri maddeden, ruhun da eşyadan üstünlüğünü kabul etmek demektir.