NFK ve Peyami Safa Tanışması
Peyami Safa da, bu kadar medhin altında benim kuvvet ve rahatlığımı sezeceği yerde, zaafıma ve sırrımı ağzımdan kaçırmış olmama hükmediyor ve ileride, çok ileride, çeyrek asır sonra yazacağı bir yazıda polis hafiyeliğini yerine getiriyor ve Kutsi'yi şiirde benim üstadım diye gösteriyor. Hattâ aynı zat, benim «Kaldırımlar» şiirimin kendinin bir romanından araklama olduğu vehmini sonuna kadar muhafaza etmiştir. Eğer bu şiirle onun romanının neşir tarihlerine bakılacak olursa, iş lâboratuar kesinliğiyle de anlaşılır ve bu takdirde Peyami Safa'nın romanındaki o pasajı benden çalmış olması icap eder. Fakat hayır! O pasajla benim şiirim arasında öyle bir keyfiyet farkı vardır ki, Peyami'yi benim evimden çaldığı İsfahan halısını bir çuvala çevirmiş olmaktan tenzih ederim. 1923'den 1943'e kadar en sıkı - fikı dostluk çerçevesi içinde tanıdığım Peyami, bakın nasıl yoluma çıktı ?
Sayfa 59 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Peyami Safa ↔ NFK
Bizzat Peyami Safa'dan dinlediğime göre, (Boer)lere İngilizler tarafından yapılan o şeni zulümler üzerine bütün Avrupa İngilizler aleyhine ayaklanırken, babası şair İsmail Safa, birkaç edebiyatçı arkadaşıyla İngiliz Elçiliğine gitmiş ve aynı muamelenin Türkiye'ye yapılmasını sefirden istemişler!!! Bundan sonra, Peyami Safa'nın değil, kendi fikrimi söyleyeyim ki, vatana hiyanet çapında ve idamlık suç olan bu harekete karşı Abdülhamid, İsmail Safa'yı, oğlu Peyami iki yaşındayken Sivas'a nefyetmiş ve ayda bilmem kaç altun maaş bağlayarak orada oturtmuş... İsmail Safa da Sivas'ta veremden ölmüş... - Vay, hain Abdülhamid benim babamı öldürdü! Peyami'nin kanaati buydu ve benden bir gün şu cevabı almıştı: - Abdülhamid senin babanı öldürmedi, kesesinden besledi. Ben onun yerinde olsaydım babanı astırırdım!
Sayfa 317 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu