Knulp güzel bir iş ve eş bulup hayatını sürdürmek yerine göçebeliği tercih etmiş bir delikanlıdır. Tanıştığı her insan aynı şeyi söyler ona, doktor, öğretmen veya bir yargıç olabilecek potansiyeli varken dışarıda bir serseri gibi gezmemeli. Neden yeteneklerini toplum için değil de yalnızca kendi için harcamakta ki? Fakat dünyaya yalnızca bir kere geldiğinin bilincinde olan Knulp, hayatın tadını çıkarmak ister. "İnsanın iyi bir saatinde seyrettiği her şey güzeldir." Okul, meslek, evlilik, çoluk çocuk derken ömür bitiyor, iyi saat mi kalıyor? Knulp biliyor da biz ne kadar farkındayız bunun?
Knulp hayat tarzına rağmen giyimine, temizliğine, tavırlarına son derece önem verir. Toplum kalıplarını yırtmışsın en azından avareliğini bil değil mi? Başka şekilde mutlu olunamayacağını düşünen aynı kalıptan çıkma insanlara gayet de mutlu olunabildiğini göstermiştir. Knulp gittiği her yere çocuk neşesini taşır, bir parça da özgürlük özlemi bırakır. Onun toplumdaki amacı da, insanların özgürlüğün tadını almalarını sağlamaktır. "Sevgili Tanrı belki de bana hiçbir zaman, neden bir yargıç olmadın diye sormaz da, yalnızca; geldin mi ey koca çocuk? der..."
3 bölümden oluşan hemencecik bitiverecek güzel bir kitap, olayların içerisine yedirilmiş mesajını da yorulmadan alıyorsunuz. Ezr yayınlarında çevirmen konusunda sıkıntı yaşadım biraz, daha güzel çevrilebilirdi onun dışında çok beğendim.
Neyse efendim, aldım sırt çantamı çıktım yola, gelen varsa beklerim.
- Sevgilerle Knulpiye Yaren.