Enes (r.a.)den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et." Bir adam: -Ya Resulallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse ona nasıl yardım edeyim, söyler misin? dedi. Peygamberimiz: "Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir" buyurdu. (Buhari, Mezalim 4)
İSLÂM TÂLIM VE TERBIYE SISTEMI
Insanlığın dünya ve ahiret saadetini kazanması için Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm vasıtasıyla gönderilen son gerçek ilâhi din olan İslamiyet'in de tâlim terbiye sistemi vardır. Bu sistem, koyduğu temel inançları, getirdiği tefekkür biçimi, geliştirdiği ahlâkî ve güzel sanat ürünleri, verdiği ilim zihniyeti ve eserleri, müfredatı, teşkilâtı ve usulleri itibarıyla tamamen orijinaldir. Çünkü,bu sistem, doğrudan doğruya yüce ve mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'den, sevgili Peygamberimizin hayat ve tecrübelerinden, O'nun izinden giden yüce sahabi kadrosunun ve hakiki din âlimleri olan Ehl-i sünnet büyüklerinin tespit ve tatbikatından kaynaklanmış bulunmaktadır.
Sayfa 371Kitabı okudu
Reklam
Peygamberimiz sav sahabilere Cennet'e girnek istiyor musunuz?» O halde, kendinizi Mezarlığı ve vücud çürümesini hatırda tutmalı organlarınızı haramdan korumalı ve Âhiretin itibarini arzu eden dünyanın süsünü terketmelidir. Allâh (C.C)'den haya etmek böyle olur böylelikle kul, Allâh (C.C) ye dostluk mertebesine ulaşır buyurdu
Nevfel b. İyas el-Hüzeli anlatıyor : (Aşere-i mübeşşere' den) Abdurrahman b. Avf bizim yakın dostu­muzdu. Kendisiyle teklifsizce görüşür, beraber oturur kalkardık. O, ne hoş sohbet, ne cana yakın bir dosttu!. Günlerden bir gündü. Çarşıdan birlikte döndük. Evine vardığımızda, kendileri banyoya girerek bir boy abdesti alıp çıktılar. Arkasından bize bir sofra hazırlandı. Yemekte, ekmek ve et ikram edildi. Yemek sofraya konunca, Abdurrahman b. Avf (r.a) ağlama­ya başladı - "Ya Ebâ Muhammed, dedim. Niçin ağlıyorsunuz? Nedir seni ağ­latan?" - "Ya Nevfel, buyurdular. Nasıl ağlamam ki, Fahr-i Kainat Efendi­miz bu dünyadan geldiler geçtiler de, ne kendileri, ne de aile efradı, doyuncaya kadar arpa ekmeği yemediler. Hiç zannetmiyorum ki bizler, şahsi zevklerimizi tatmin etmek için bu kadar yaşamış olalım.
Sayfa 444
Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Ben, Resulullah Efendimiz'den daha güzel birisini görmedim; sanki güneş, O'nun mübarek yüzünde devrediyor gibiydi. Peygamber Efendimiz'den daha hızlı yürüyen birisini de görmedim; yürürken adeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü. Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcardık; O ise hiç de aldırış etmezdi. "
Sayfa 186Kitabı okudu
Yaşlı tüccar bir süre ağzını açmadı.Sonra konuştu: Peygamberimiz bize Kuran'ı verdi ve ömür boyu yalnızca beş kurala uymamızı zorunlu kıldı. En önemli şart şudur: Bir tek Allah vardır.Öteki şartlara gelince:Günde beş vakit namaz kılmak, ramazanda oruç tutmak ve yoksullara zekât vermek... Sustu Peygamber'den söz ederken gözleri yaşarmıştı. Yüreği coşku dolu bir insandı. Kimi zaman sabırsız görünse de Islamın kurallarına uygun olarak yaşamaya çalışıyordu. Peki beşinci şart hangisi ? diye sordu delikanlı. "Sen bana iki gün önce benim hiç yolculuk düşleri görmediğimi söyledin" diye yaniltladi Tüccar."Iyi bir Müslüman için beşinci şart bir yolculuk yapmaktır.Hayatımızda hiç olmazsa bir kere kutsal kent Mekke'ye gitmek zorundayız.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.