Severmişim Meğer
Yıl 62 Mart 28
Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım
Akşam oluyor
Dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
Akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer
Toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen
Ben sürmedim
Platonik biricik sevdam da buymuş
Mizahı bu kadar iyi kullanan bir o kadar da toplum eleştirisi yapan en iyi yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar. ️
Yaşadığı dönemi, insanları çok iyi anlatıyor yazar.
Fakat bu kitabın başlarında Jules Verne okuyor gibi hissettim çünkü bir bilim kurgu kitabında olduğu kadar astrolojik ifadeler, sayısal veriler vardı. Hikayeye biraz sonradan giriş yaptı yazar.
Kitabın konusu ise
Gerçekten de Halley isminde bir kuyrukluyıldız var. Bu yıldızın dünyaya çarpacağı düşünülüyor bunu öğrenen halk telaşlanıyor. Ana karakterimiz İrfan, onun platonik aşkı, esas kızın ortaya çıkması derken klasik bir Türk Edebiyatı okuyoruz.
Hüseyin Rahmi’nin en sevdiğim eseri hâlâ “Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür”olsa da, bu eserinde de yine güldürürken düşündürdü.
Lise öğrencisi ve tatlı platonik aşklar ile dolu suskun gençliğim. Mapusluk çektiğime dair düşüncelerim ve bunları kaleme dökmüş, yaşamış bir şair. Bütün şiirlerini ezbere bildiğim bu kitapta her şiir bir anı, her cümle bir sevda, her harf bir ben taşıyor.
Kapısı kapalı odanın içindeki mobilya kokusu gibiydi geçen zaman.
Ve elimizde tutamayıp ağzımızda çevirdiğimiz kestanenin kavruk tadıydı çocukluğumuz.
Kimine bahar kimine güz olan burukluğumuz...
Sökük süveterimizin karbonmonoksitle tanışmasındaki ilk çaresizliğimizden,
yüreği yamalı bir gençliğe doğru giden yolculuğumuz
Anne duasıyla geçen