Ben, Yusuf, sınanmış bir kalbin sahibiyim
Şöyle buyur, bu kalp senin efendim
Şimdi ben, Yusuf, tut ki Mısr’a azizim, efendiyim
Boynumdaki künyede hâlâ vasfım yazılı: Züleyha’ya köleyim.
Delikanlım!
İyi bak yıldızlara, onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını
ufuklar gibi açıp geremezsin.
Delikanlım!
Senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım!
Sen ki, ya bir köşe başında
kaşından kan sızarak gebereceksin
ya da bir devrimci gibi darağacında
can vereceksin.
İyi bak yıldızlara, onları göremezsin bir daha.
Kalıplarımız var. Öğrenciyi çağırıyoruz, gir bakalım evlat bu kalıba diyoruz. Çocuk kalıba büyük geldi... Sıra dışı... Farklı algılıyor, farklı düşünüyor, farklı yorumluyor, farklı öğreniyor. HAYIR diyoruz. Olmaz ve tıpkı hikayedeki gibi çocuğun kalıp dışına çıkan fazlalıklarını kesiyoruz.