Kitap 1920'leri anlatıyor ve içeriği farklı küçük bölümlerden oluşuyor. Her bölümün konusu birbirinden farklı olmasına karşın çarlık sonrası Rusya'yı hicvetmesi ortak özelliği sanırım. Genel olarak yoksulluk, devlet sisteminin hantallığı ve insanların düşünce yapısının değişmesinin zorluğu ele alınıyor. Hikayeler kısa olduğu için sıkılmadan bitti.
*Kitabın bir kısmında ilk defa ampül kullanmaya başlayan insanların yoksulluklarını aydınlanma ile farketmesi..
"Elektrikten önce ne yapardık? Sabahleyin kalkıp işe gider, geceleyin eve gelir, çayımızı içer, yatardık. O loş ışıkta etrafımızı pek gördüğümüz yoktu. Ama şimdi her yer aydınlanmıştı, neler neler görüyorduk.İşte birinin yırtık terliği; işte parçalanmış, püskül püskül sarkan duvar kağıdı; işte ışıktan kaçan bir tahtakurusu; insanın tarif bile edemeyeceği bir paçarva, bir izmarit hatta pire..
Böyle bir manzarayla karşılaşmak ne acı."
diyerek anlatmış yazar.