Kirli ve iğrenç bir doğum, zahmetli ve elemli bir eğitim, çevresinde her şeyden gelecek tehlikelere maruz bir çocukluk, birçok inceleme ve çalışmalara boyun eğen bir gençlik, birçok sakatlıklarla dolu bir ihtiyarlık, sonunda gamlı ve acı bir zorunluluk: ölüm... Fakirlik, hapis, alçaklık, utanç, pusu, ihanet, dava, hakaret, hile... gibi insanın hemcinsinin başına sardığı belalardan henüz söz etmedim... Hangi kızgın Tanrı onları bu sefalet uçurumunda yaşamaya mecbur etmiş olabilir?