"Onu seviyorum ama geçer bu, geçmesi gerek, geçmemesi olanaksız, hatta şimdi geçmiş olduğunu hissediyorum. Belki bugün sona erer. Neden mi, çünkü ondan nefret ediyorum. "
Puuuu yazıklar olsun size.
Bir tanesi bile çıkıp dememiş ki ne oldu?
Hani foto dememiş?
Geçmiş olsun diyen bile yok.
Başkalarına dersiniz ama değil mi? 🤔
😅😁🙈🤭
Püüüü özellikle sarılın dedim.
Bugün "Dünya Sarılma Günü". Bunu bile beceremiyorsunuz 😁😅
Bırak sarılmayı sizin ruhunuz bile kaybolmuş. En iyisi ilan verin, kayıp hükümsüzdür diye.
. ..
Günaydın 1000k nın minnoşları.
Pazar sabahına ait yataktaki fiziksel aktiviteleriniz bittiyse, çıkmayın o yataktan. Dışarıda hava kasvetli.
Ve sana cici kız: "Hâlâ fırsatın varken sarıl o insana"
“Bir adam her zaman kalacak bir yer bulur ama bir kadın üç dünyada bir ev bulamaz.”
Herkese merhaba (2023/67)
Bugün, geç tanıştığım ama okuduklarımdan çok keyif aldığım Japon edebiyatının modern klasiklerinden Savrulan Bulutlar kitabıyla geldim.
Kitap, İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan toksik bir ilişkiyi anlatıyor. Yukiko, evinde kaldığı akrabası Sergio’nun tacizlerinden kaçabilmek için Tarım ve Orman Bakanlığı’nda sekreterlik yapmak üzere Hindiçin’e gidiyor. Orada iş arkadaşı olan evli Tomiako ile ilişki yaşamaya başlıyorlar. Savaş sonrası herkes evine dönüyor ama ilişki Yukiko’nun ittirmesiyle devam ediyor.
Yaşadıkları şeye tutku veya aşk demek istemiyorum. Yukiko’nun ki bağımlılık Tomiako’nunki arsızlıktan başka birşey değildi ama kaybeden taraf ne yazık ki yine kadın oldu. Hamile kaldı,çocuğunu aldırdı, yine güvendi, yine aldatıldı derken kitabı Yukiko’ya hem kızıp hem üzülerek; Tomiako’dan nefret ederek bitirdim.
Savaş sonrası hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşen, aşk zannettiği adam Tomiako’yla hayata tutunmaya çalışan Yukiko’nun; iki savrulmuş bulutun hikayesini