Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rabia Nihal.

Rabia Nihal.
@rabias2
𝓚𝓲𝓽𝓪𝓹𝓵𝓪𝓻 𝓲𝓷𝓼𝓪𝓷ı𝓷 𝓻𝓾𝓱𝓾𝓷𝓪 𝓲𝓵𝓪ç𝓽ı𝓻. wattpad.com/user/rbnhl1
Öğrenci
Mezun
İzmir
Sivas, 17 Ekim 2004
236 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Büyükbaba elini yılanla aramıza koymasından hiç söz etmedi ama Büyükbaba'nın Büyükanne'den sonra, dünyadaki başka herkesten çok, Mavi Çocuk'tan bile daha çok kandaşım olduğunu tahmin ettim.
Reklam
Büyükbaba dedi ki göçüp gitmiş sevdiğin birini hatırlarsan, yas tutan güvercin onun için yas tutmak zorunda değilmiş. O zaman başka biri için yas tuttuğunu bilirdin ve o kadar yalnız seslenmezmiş. Gece geç vakit yas tutan güvercini duyduğumda, yatağımda yatarken, anneyi hatırladım. Kendimi o kadar yalnız hissetmemiştim.
Oraya geri dönecek, yarışacak, önce kaybolacak ve sonra evimizi bulacaktık. Biz en başından beri onlardık... Enkaz Altındakiler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz bir zamanlar beş yabancıydık ve şimdi birbirimize her şeyden çok tanıdıktık.
O an hayatın bizi götüreceği yönün kesinleştiği andı. Umutlarla ve hayallerle katıldığımız o platformda gerçekten yarışacaktık. 889'un yarım kalan hikayesini en başından başlayarak tamamlayacaktım. İçimdeki kumru her zamankinden özgür olacaktı ve her zamankinden daha güçlü kanat çırpacaktı.
Reklam
"Tamam," dedi bir anda Uraz, "Siz varsanız ben de varım."
"Bir yıldır komadaydın Kumru." dedi Uraz, "Yarışma yüzünden." "Araz Abi de trafik kazası yüzünden komada kaldı,'' dedim, "O zaman o da araba kullanmasın." Kısa bir sessizlik oldu.
30.Bölüm : Enkaz Altındakiler. (FiNAL)
Hayat öyle bir labirentti ki bazen döner dolaşır kendinizi hep aynı noktada bulurdunuz. Aynı nokta size hep aynı hissettirirdi, hep aynı gelirdi. O nokta siyahsa siyahtı, beyazsa beyazdı. Yarışmanın broşürünü ilk kez bulduğumda nasıl heyecanlandıysam şimdi yine öyleydim. Beni neredeyse hayatımdan edecek o yere yine de döneyim istiyordum. Neden böyleydim? Neden böyleydik?
"Sevgili Kumru Sonat, Nisan Naren, Uraz Kayalar, Eren Aymaz ve Bulut Özar, Bu satırları size Enkaz Altndakiler yarışmasının düzenleyicisi, yapımcısı, sponsoru ve Almanya temsilcisi Bronex firmasını temsilen yazmaktayım. Enkaz Altındakiler yarışmasının Türkiye temsilcisi tarafından sizlere yaşatılan mağduriyetten dolayı fazlasıyla üzgünüz. Yaşadıklarıız gerçek bir felaketti. Öte yandan yarışma onlarca ülkede aynı anda başladı ve yüzün üzerinde yarışmacıdan hiçbirinin burnu bile kanamadan tamamlandı. Bizim en önemli ilkemiz yarışmacıların sağlıklarıdır, aksi düşünülemez. Ülkenizin temsilcisi ve yarışmanın yapımcısı tarafından sizlere yaşatılan bu durumdan dolayı mahcup ve üzgünüz. Bu sebeple sizlere bir teklifte bulunmak istiyoruz. Yarışmanın yeni sezonunda Türkiye'nin yarışma temsilcisi bizzat bizler olacağız. Platformun hazırlanması için kendi mühendislerimizi ve mimarlarımızı gönderecek, her şeyi kontrollü ilerleteceğiz. Yarışma geçen sene beş kişi ilerlemişken bu sene yarışmacı sayısı sekize çıkarılacak ve biz sizleri Türkiye yarışmasının ilk bes yarışmacısı olarak görmeyi her şeyden çok istiyoruz. Yarışmanın ödülü geçen seneki ödülün tam iki katına çıkarıldı. Sizlere gerçek bir yarışma deneyimi sunmak, yaşadığınız tüm travmaları iyileştirmek için bize bir şans vermenizi önemle rica ediyoruz. Aşağıdaki iletişim adreslerimizden haberlerinizi bekleyeceğiz. Bronex."
Ben Kumru'ydum, hayat kafesimdi. Uraz ise o kafesin kapısını açan ellerdi.
Reklam
Ellerim Uraz'ın sağ elini daha sıkı tuttu. Ona dokunmak her şeyden güzeldi. Ellerinde geçmişten kalan bir ton yara izi vardı, Uraz'ın teni iz tutmayı seviyordu. Parmaklarımı o izlerin üzerinde gezdirdim ve onunla eski bir konuşmamı hatırladım. "Keşke ruhuna yara bandı yapıştrabilsem." "Yine de iyileştiremezdin." Şimdi ise karşımda bambaşka bir Uraz Kayalar vardı. Yaralarından arınmış, ruhunda yalnızca o eski yaraların izlerini taşıyan bir Uraz. O kötü şeyler yaşamıştı, ben de öyle.
Uraz gülerek başını salladı ve camını kapattı. Güzel bir müzik açtı ve elini bana uzattı. Elini tutup ellerimin arasında kucağıma koydum. "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu Uraz tereddütle, "Bu durum... nasıl hissettiriyor?" "Bilmiyorum.'' Gerçekten bilmiyordum, "Heyecanlıyım. Şaşkınım ve hala yaşananları idrak edememiş gibiyim. Peki ya sen? Sen nasıl hissediyorsun?" "Tam hissediyorum,'' dedi kendinden emin bir sesle, "Kendimi en son bu kadar tam hissettiğimde bebektim. Abim, ben, annem ve babam aynı arabanın içindeydik. O gün o kazadan sonra bugüne kadar kendimi hep eksik hissettim Kumru. Şimdi ise elim ellerinde, sanki hayat benden aldığı her şeyi bu ellerle bana geri verdi. Bu eller var ya..." dedi ellerime bakarak, "Hayatın benden aldığı her şeyi geri veriş şekli. Bu eller benim eksik parçamdı."
Uraz beni soğuk, çamurlu ve güçsüz merdiven basamaklarndan yukarı taşıyordu. Diğerleri ise koyu bir sohbet içinde bizi takip ediyorlardı. Araz Abi'nin iki cümlesinden biri ise "Dikkat et Beste'ydi." Uraz'a dönüp gülümsedim ve başımla Araz Abi'yi işaret ettim. "Bu durum bizde genetik." diye fısıldadı Uraz. Kıkırdayarak güldüğüm sırada çoktan yukarı çıkmıştık. Uraz yukarı çıkmamıza rağmen beni indirmek yerine benimle birlikte yürümeye devam etti. "Beni indirmeyecek misin?" "Bacakların ağrımaya başlamıştı, unuttun mu? Çok zorlamayalım."
"Kumru'nun bacakları ağrımaya başladı, ben onu kucağımda çıkaracağım. Arkamdan gelirsiniz." Uraz'ın cümlesini duyunca kendimi gülmemek için zor tuttum. Uraz'ın kolları beni sarıp göğsüne bastırıken ağırlığımın onun için hiçbir şey ifade etmediğinin farkındaydım. Beni iki litrelik gazlı içecek gibi kucaklamış götürüyordu. "Bu beni kucağına almak için söylediğin kaçıncı yalan?" "Sonuncu değil." dedi Uraz göz kırparak.
Ona bakarken gözlerimin dolduğunu fark ettim. Komadan uyandığımda donduğunu hissettiğim kalbim artık eriyordu. Uraz ile sonumuz ne olurdu bilmiyordum ve umurumda değildi. Artık düşünmekten sıkılmıştım. İçimdeki kumru yalnızca kanat çırpmak istiyordu, yalnızca özgür olmak...
2.561 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.