Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

esra

Gidiş
Görüldü yeteriyle. Görüntü var oldu bütün hallerde. Edinildi yeteriyle. Kentlerin uğultuları, akşam ve güneşte ve her zaman. Tanındı yeteriyle. Yaşamın durakları. -Ey Uğultular ve Görüntüler! Gidiş yeni şefkat ve yeni gürültünün içinde.
Reklam
In solis sis tibi turba locis. Issız yerlerde kendin için bir âlem ol. Tibullus
Ezber bilmek, bilmek değildir; hafızamıza emanet edilen her şeyi saklamaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
karantina'lı despina
gemi sinyallerinin gece bahçelere yansıması havuzda samanyolunun hisârbuselik şarkısı demlendikçe yalnızlığı aydınlanıyor muammer bey olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması
Örneğin ben, büyük acılar çekebilirim, ama bir başkası benim ne derece acı çektiğimi asla öğrenemez, çünkü o, ben değil, bir başkasıdır.
Sayfa 331
Reklam
...dayanma sınırlarını zorlayınca arabaların tekerleklerine bakıp kısadan kurtuluşu düşündü. Yalnız yirmi beş günün üşümüşlüğü, yorgunluğu değildi. Askerden döneli, üç yıldır sürüyordu. Yoksa dünyada olmayanı mı arıyordu? İki yanına bakındı. Sağdaki kaldırımda duvara dayanmış büyük gözlü bir okul çocuğu ilgiyle ona bakıyordu. Gözlerini kırpmadan elindeki elmayı ısırdı. Ağzı sulandı. Yürüdü. Vardı işte. Çocuklar, elmalar vardı.
Bir canlı sonsuza dek ömür sürmez Ölü adam hiçbir zaman dirilmez En yorulmuş nehir bile dinlenmez Denize ulaşmadan salimen.
Sayfa 477Kitabı okudu
Lakin işte görüyorum ki bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum, ne de dibe çökebiliyorum.
Tehlikelerden kaçınmakta aşırı telaşa düşmek kendimizi tehlikenin kucağına atmanın en kestirme yoludur.
Sayfa 138Kitabı okudu
72.
Aynı insanda öylesine algılar vardır ki, birbirinden tamamıyla farklı olmasına rağmen aynı nesneyi konu alırlar; dolayısıyla bundan ancak aynı insanda farklı özneler olduğu sonucu çıkarmak gerekir.
Reklam
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya. Ona sorarsanız : "Lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman." Bana sorarsanız : "On senesi ömrümün." Bir kurşun kalemim vardı ben içeri düştüğüm sene. Bir haftada yaza yaza tükeniverdi. Ona sorarsanız : "Bütün bir hayat." Bana sorarsanız : "Adam sen de, bir iki hafta."