Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Alice Miller'dan okuduğum üçüncü kitap olan "Yetenekli Çocuğun Dramı", çocukluk döneminde ebeveynlerimizin bize karşı olan tutum ve davranışlarının bizde sebep olduğu örüntüleri irdeliyor.
Burada "yetenekli çocuk" kavramını açmak gerekirse, kastedilen üstün yetenek gibi bir durum değildir. Küçük çocuklar, onaylanmak, kabul görmek ve aslında koşulsuz almaları gereken sevgiyi alabilmek için yöntemler geliştirmek zorunda kalır.
Ebeveynlerinin kendilerini koşulsuz kabul edemediği çocuklar, ebeveynlerinin kabul edeceği çocuklar olma yeteneği geliştirir ve başka biri gibi davranırlar. Buna Miller "sahte benlik" der.
Eğer bunun farkına varamaz ve sahte benliğimizi yetişkin yaşama taşırsak bunun hayatımızı nasıl etkileyeceğini açıkça görebileceğimiz bu kitap özellikle ebeveynlere ve çocuklarla çalışan herkese rehber olacaktır.
Çocukları uyutmak için değil, yetişkinleri uyandırmak için yazılırmış masallar. İşte onlardan biriymiş "Küçük Kara Balık".
Küçücük bir dereye hapsolmuş, ailesi ve komşuları tarafından tehlikelerden korkutulmuş ama son derece meraklı ve uçsuz bucaksız denizlerin hasretiyle yanıp tutuşan küçük kara bir balık varmış.
Bir gün küçük kara balık kendisine anlatılan her şeye ve kendisini engellemek isteyenlere tüm cesaretiyle karşı çıkmayı başarıp hayalini kurduğu o macera dolu yolculuğa çıkmış.
Tüm büyük hikayeler de böyle başlarmış zaten. Onun hikayesi içten içe engin denizlerin özlemiyle yanıp tutuşurken korkusundan bir ömür kendi küçük deresinde kulaç atanlara rehber olmuş..
Şüphenin Tarihi
Felsefi okumalardan önce, felsefenin tarihini tekrardan hatırlamak, terminolojik bilgilerimi geliştirmek adına okumaya karar vermiştim.
Baskı kalitesini, şematik anlatım yöntemlerini çok beğensem de, bazı filozofları çok yüzeysel geçtiğini hissettim. Okurken ekstra kaynaklara başvurmak zorunda kaldım. Terminolojik kavramlar sık kullanılmış ama dipnotlarla desteklenmediği için yer yer anlamakta zorlandığım bölümler de olmadı değil. Kitabın sonunda rehber bölümüne yer verilmiş, güzel de olmuş ancak benim gibi e-kitap olarak okuduysanız oldukça işlevsiz kalıyor. Yine de kitabı başarılı buldum.
.
.
Kitapta hikaye anlatmanın sınırları,sırrı,zorlukları ve daha bir çok şey anlatılmaktadır. Hikaye yazmak için neler gerekli,her hikaye yazılmalı mı,her insanın yaşadıkları anlatılır mı , neden yazılır neden yazılmaz şeklinde yazarın kendiyle olan düşünceleri de mevcut.
.
Konu hakkında arkadaşlarından hocalarından görüş alması ve görüşleri de paylaşması her bakış açısı çok değerli.
.
Ben birden fazla öykünün olduğu kitap zannetmiştim ama aslında öykü yazmanın kolaylık ve zorluklarını en önemlisi bakış açısını okudum.
.
Bana hep şey derler bu kadar kitap okuyorsun sende bir kitap yazsana.. Kitap yazmak o kadar kolay değil bakın yazarımız sadece hikaye yazmayı anlatmış ama bana göre çok çok zor eğer sizinde yazmaya eğiliminiz varsa kitap rehber niteliğinde tavsiyemdir
#hercumaşiirgecesi rutinimde bu hafta konuğum modern Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri olan Haydar Ergulen ‘di. 14 Ekim 1956’da Eskişehir’de doğan Haydar Ergülen, hem şair hem de edebiyatçı kimliğiyle edebiyat dünyamızda kendine has bir yer edinmiştir. O, kelimelerin büyüsünü ve derinliğini bizlere hissettiren, içtenliğiyle kalbimize
232 syf.
·
Puan vermedi
Cemil Meriç'in "Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." Ve Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in de " Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum." Sözlerini dile getirerek eser ile ilgili düşüncelerini kendi kelimeleriyle tanımlayıp, kitaba olan
