Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ori
Ori
@replikasyonorijini
Mühendis
Yüksek Lisans
Ankara
Adana, 6 Haziran 1998
473 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Merhabaa, incelememde kitabın İngilizce açısından seviyesine dikkat çekmek istiyorum. Oldukça basit yapılı cümleler kurmuş olmakla birlikte gözde tensler Simple Past ve Past Perfect. Sık sık noun phrase ve adjective phrase yapılarını görebiliyorsunuz. Relative ve Noun Clauses çevirilerini tam olarak düzgün yapamayanlar için güzel, basit anlatımlı bir kılavuz olmuş. Başlangıç ve Orta düzeydekiler için yalnızca rehber olabilir, yalnızca İngilizce metin okumayı sevdirebilir. Aman aman bir şey beklemeyin. Ben merak edip almıştım, pişman değilim ama beklentiyi düşük tutmakta fayda var.
Aslında gerçekten de 'çocuklara' İngilizce'yi sevdirerek öğretebilecek bir aracı olmuş. Tavsiye ediyorum.
Var mıdır insanlıktan umudunu kesip kendine sığınanlar, kendini güvenli olan yalnızlık kalesine hapsedenler? Kimseye ihtiyacının olmadığını düşünüp kendi kendine yetenler. Ve kendi kendisinin her şeyi olamaya mecbur kalanlar... Bu kitap size.
(ne çok kendi sözcüğü kullandım neyse sözümün özünü anladınız)
Ama bu kitap yalnızca onlara hitap etmiyor. Bu kitap sadece yalnızlıkseverlerin değil, kendisini güçlü hisseden herkesin kör noktalardan birini aydınlatıyor.
Kitabın sizde oluşturacağı ilk farkındalık, siz güçlüyseniz çevrenizdeki insanların sizi nasıl algıladığı. Spoiler vermeyeyim ama yazarın haklılığını kendi hayatımla sağlamasını yaparak ve üzülerek gördüm. Onun dışında fark etmediğimiz, yeteri kadar önem göstermediğimiz (belki de tam olarak bilmediğimiz) duygusal şiddetin size getirilerini göreceksiniz.
Bir düşünün, sizi bu gününüzde güçlü kılan gerçekten özünüzde güçlü oluşunuz mu yoksa buna mecbur bırakılışınız mı? Yardıma ihtiyacınız varken ve bunu dile getirmenize rağmen göz ardı edilmiş olabilirsiniz(gerek çocukken gerekse şu yetişkin halinizde). Belki de tam bu korkuyla yardım istemekten çekinmişsinizdir. Kendi kendinizin her şeyi olmaya mecbur kalmış(ya da mecbur bırakılmışsınızdır). Siz hazır olduğunuzda kitap sizinle dertleşircesine terapi sunuyor.
Bu kitabı bana öneren insana sayısız kez teşekkür etmek istiyorum. Gelecekte dönüşeceğim insandan beni kurtardığın için ne kadar teşekkür etsem az çünkü.
Gücünü Yalnızlığından Alanlar / Mucize Kalbin Kadar YakınSelin Tabak · Dokuz Yayınları · 2020283 okunma
Herkesin bildiği ve herkesin söylenmesi gereken her şeyi söylediği kitaplarda inceleme yazmayı sevmiyorum fakat madem bu kitap çıkalı 2 ay oldu ve 1K' da henüz kimse okumadı o halde yazalım bakalım :)
Derin Düşünceler isimli derleme serisinin kitapları Mutluluk, Aşk, Dostluk, Ölüm, Yalnızlık gibi tüm insanların aşina olduğu ve bu konulardaki tutumlarımızın biz biz yaptığını konularda filozofların, psikologların, yazarların fikirlerini, eserlerinde yer alan noktaları tek çatı altında bir araya getirmiş yeri gelmiş bölüm aralarına şiirler eklemiş.
Yalnızlık kitabında: Epiktetos, Seneca, Montaigne, Francis Bacon, Henry David Thoreau, Friedrich Nietzsche, Jean Jacques Rousseau, Walter Benjamin, Arthur Schopenhauer, Petrarca, Alfred Adler, Dostoyevski, Mevlânâ, Sadık Hidayet, Rainer Maria Rilke, Emily Dickinson, Zimmermann, Maupassant, Lord Byrob, Virginia Woolf; fikirleri, eserlerinden alıntılar ve analizler yer alıyor (toplam 20bölüm).
Gerek toplum dışına itilmiş gerek yalnızlığı arzu etmiş insanları, yalnızlığa neden ihtiyaç duyduğumuzu, aksine yalnızlıktan neden kaçınıldığını, psikolojik olarak getirilerini ve daha nicelerini kaleme almışlar. Şahsen ben güzel bir çaba gördüm. Carrefoursada %30 indirimdeyken aldım eve gelir gelmez okudum. Hepinize keyifli okumalar diliyorum :)
Okur Takip Önerileri
Eserleri okuduğumuz ana göre değil, eserlerin yazıldığı dönemin şartlarına göre değerlendirmeliyiz. Bu bir takım eksik ve yanlış yargılarımızın önüne geçer. (Nedensellik ilişkisi kurarak anlamlandırmak açısından-din-ahlak üzerine) Nietzscheyle ilk tanışmam, onu önce kendisinden okumak istedim, kendisine duyduğu müthiş güven ve o egosu nedeniyle kısa zamanda tüm eserlerini okuma isteği oluşturdu bende. (Bence Ecce Homo, tüm eserleri okunduktan sonra tekrar okunmalı.) Nietzsche söz konusu olduğunda insanları 3 e ayırıyorum.
1- Hakkında hiçbir şey bilemeyip kulaktan dolma sözlerle adama karşı çıkanlar ("ahlak karşıtı" "Tanrı öldü(!)" "Dinler ayaktakımı işleridir, dindar insanlara dokunduktan sonra ellerimi yıkamam gerekiyor" gibi. meşhur sözlerinden ötürü)
2-Yine hiçbir şey bilmeyip sırf yüzyıllara kafa tutup adını yaşatan biri olduğu için Nietzsche'ci olanlar
3- İşin aslını merak ederek okuyup araştıranlar.
Önce okuyup anlayalım sonra mantığımıza yatmazsa yine görüşlerine katılmayız :)
Eskiden, kimsenin doğduğu aileyi ve kaderi seçememesinden dolayı ailevi problemleri olan insanlar hakkında "sonuçta bu kaderi o seçmedi, bunlar onun suçu değil, ben yalnızca insanlığına, iyiliğine bakarım " diye düşünürken bir arkadaşım sayesinde 'kaderinin kalıntısını taşıyor karakterinde' diye düşünmeye başlamıştım. Ben 5 yaşındaki bir çocuğun dahi fark edebileceği bir kötülük için bu yorumu yaparken bu kitap sayesinde insanın karakterinin, psikolojik yapısının, (kendisinin dahi farkında olmadığı) sevgiye dair olan tutumunun, içerisinde doğduğu aile ile nasıl bağlantılı olduğunu öğrendim. İnsanın sadece dış dünyaya çizdiği iyilik profili yetmiyor onun suskunluklarından dahi, insanı anlamak insanı tanımak gerekiyor. Yazar en başta bunun bir 'kişisel gelişim kitabı' iddiasında olmadığını söylediği için çok popüler olsa da beklentimi düşük tuttum. Yine de kendimi ve etrafımdaki insanları tanımam için yeni bir bakış açısı verdi. Bu arada biliyorsunuzdur ama ben yinede belirteyim kitap yalnızca çiftler arasındaki sevgiyi değil anne, baba, kardeş, komşu ve Tanrı sevgilerini de tek tek incelemiş.
Kalabalıklar içinde kendi benliğini kaybettiğini düşünen, kendini toplumdan soyutladığında da aradığını bulamayıp boşluğa düşen,
Allah inancı olmayan dolayısıyla kadere de inanmayan genç bir adamın, hayatına dair aldığı son bir karar ile sevdiği bir dağa Veda Yamacı adını verip 'dünyadan ayrılmak' istemesini konu olan bir kitap. Merak etmeyin sözlerimin hiçbiri spoiler içermiyor, tanıtım yazısını okursanız zaten tam da bu kısma dikkat çekecek. Yalnızca varlık - yokluk kavramlarına ve din felsefesine değil aynı zamanda psikolojik tahlillere de yer veren bu kısacık hikaye kitabını mutlaka okuyun okutun derim :)
