Nitekim Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
“Allah tektir, teki sever.”
Buhârî, Daavât, 68 (nr. 6410); Müslim, Zikir, 2 (nr. 5); Ebû Davud, Vitir, 1 (nr.1416); Tirmizî, Salât, 333 (nr. 453); Nesâî, Kıyâmü’l-Leyl, 27 (nr. 1674); İbn Mâce, İkâme, 114 (nr. 1169).
Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Enes radıyallahu anh’den rivayetle,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Ölüyü kabre kadar üç şey takip eder: Çoluk-çocuğu, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, biri kalır. Çoluk-çocuğu ve malı döner, ameli kendisiyle kalır.”
(Buhârî, Rikak 42; Müslim, Zühd 5)
Resûlullah Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Susan (tehlikeden) kurtulmuştur."
Bir hadisi de şöyledir:
"Susmak hükümdür (hikmettir), ancak yapan pek azdır."
Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
"Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı düzgün olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kimse cennete giremez."
Resûlullah Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
"Âdemoğlu sabaha ulaşınca, bütün âzaları dile şöyle derler: Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Gerçekten sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Eğer sen doğruluktan saparsan biz de saparız."
"Çölde yaşayan bir şahıs Resûlullah Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem] huzuruna gelerek,
'Beni, cennete girdirecek bir amele sevket' dedi. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurdu:
"Karnı aç olana yemek yedir. Susuz olana su ver. İyiliği emret. Kötülükten menet. Eğer (bunlara) gücün yetmiyorsa diline hâkim ol, ancak hayır konuş."
Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] şöyle buyurmuştur:
"Dilini tut, sadece hayrı söyle; çünkü sen ancak bu şekilde şeytana galip gelebilirsin."
Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadisi de şöyledir:
"Allah (celle celâluhû), her konuşanın dilinin yanındadır.O halde, ne söylediğini bilen kişi Allah'tan (celle celâluhû)korksun."
Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)şöyle buyurmuştur:
"Bir mümini, çoğunlukla sükût eder ve vakarlı olarak görürseniz, ona yaklaşın; çünkü ona hikmet verilmiştir."
İbn Mesud (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki:
"Insanlar üç sınıftır. Kârlı olanlar, selamette olanlar, günahkarlar. Kârlı olan, Allah'ı (celle celâuhû)zikreden kimsedir. Selamette olan, sükût edendir. Günahkar da, bâtıl ve boş işlere dalandır."
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
إِنَّ الدُّعَاءَ مَوْقُوفُ بَيْنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ لَا يَصْعَدُ مِنْهُ شَيْءٌ، حَتَّى تُصَلِّيَ
عَلَى نَبِيِّكَ
"Şüphesiz ki dua yer ve gök arasında durmuş vaziyettedir. Peygamber'ine [sallallahu aleyhi vesellem] salavat getirmedikçe o duadan hiçbir şey (Allah katına) yükselmez"
Zaman zaman bir kısım yeni uygulamaların İslam'a aykırı olduğu ifade edilir ve bid'at olduğu söylenir. Bu açıdan bid'atın ne olduğu bilinmeli ki, her yeni uygulamaya, İslam'a aykırı diye karşı çıkılmasın.
Örneğin:
"Yakasız gömlek giymek sünnet, yakalısını giymek bid'at;"
"Yer sofrasında yemek yemek sünnet,