“Hadis usûlü ilminden uzak kalmak, ‘Bile bile benim adıma yalan konuşan kişi cehennemdeki yerini hazırlasın’ ve ‘Kim yalan olduğu düşünülen bir sözü benden (hadis diye) naklederse o kişi yalancılardan biridir’ hadislerinin bildirdiği tehdidin de bir nevi unutulmasına sebep olmuştur, diyebiliriz. Bu ihmalin neticesinde insanımız, eline geçen herhangi bir kitapta, hatta takvim yaprağında ‘hadis-i şerif’ imzasıyla kaydedilen bir sözün, Peygamberimiz’e (s.a.v) âidiyetinden adı gibi, imanı gibi emin olmuş, hakikati öğrendiğimde ise ya kabul etmek istememiş yahut hayret içinde kalmıştır.”
“Hadis usûlü ilmi, âlimlerimizin Sünnet’in muhafazası sırasında dikkat ettiği ve sonrasında birer kaide olarak yerleşen birtakım prensipleri, terimleri ifade eder.”