"Kapıyı açarken, der Rousseau, tonozda, insan seslerine benzettiğimi sandığım ve Romalı metanetimi sarsmaya başlayan bir
gürleme duydum. Kapı açıktı, girmek istiyordum; fakat yalnızca
birkaç adım atmıştım ki durdum. Bu muazzam büyüklükteki
mekanda hüküm süren derin karanlığı fark ettiğimde, tüylerimi
ürperten bir dehşet beni ele geçirdi. Sıralarla başım beladaydı,
nerede olduğumu artık bilmiyordum ve ne kürsüyü ne de kapıyı
bulamadan, tarif edilemez bir sarsıntıyla yere düştüm". Tapınak
aydınlatılmış olsaydı, orada kimsenin bulunmadığını görecek ve
ürpermeyecekti. Dünya, çocuk için, hiçbir zaman insanlardan,
iyicil veya kötücül etkilerden boşalmış değildir.