Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra

Kübra
@rubikubus
Öğrenci
5 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Zorlanmayınca insanoğlunun en basit kuralları bile takip edemediğini askere giden herkes bilecektir. Bilmeyenler temel dini kuralların ne kadar basit şeyler olduklarına bakabilirler. Öldürmemek, çalmamak ve komşunun malına göz dikmemek için Allah’ın gazabına ihtiyacı olması, insanoğlunun disiplinsizliğinin ve ahlaki zayıflığının en güzel kanıtı değil midir?
Sayfa 222
Reklam
…Birçok modern ilişkinin de genelde bir hediye ile başladığını biliyoruz. Gene ayrıldığımız sevgililerimizin hediyelerini iade ettiğimizde aslında aramızdaki son bağı da kesmiş oluyoruz. Sevgili, verdiği hediyede mücessem hale geliyor, ete kemiğe bürünüyor; adeta hediyeye bir ruh ithaf ediyoruz. En çıplak hislerimizde hep putperestlik ve animizm emarelerine rastlamamıza hala şaşırıyor muyuz?
Sayfa 216
Sezar’ın kişisel ismi Gaius idi. Sezar’ın ve İmparator Augustus’un ardından bir unvan halini alan ve bugün salatadan doğum şekline kadar değişik anlamla karşımıza çıkan Sezar isminin o zamanlar Kayser diye okunduğunu ve Kayseri şehrinin isminin buradan geldiğini de ekleyelim. Aynı unvanın Grekçesi olan Sebastos ise Sivas’a ismini vermiştir.
Sayfa 159

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ama çok da şaşırmayın, zira bir şeyin adını çok duyuyorsanız muhtemelen bu, cisminin yerinde yeller esmesindedir.”
Sayfa 117
“Sadece kullanılacak kelimelerin değiştirilmesi, problemin çözüldüğü yanılsamasını da yaratabilir. Bilim adamı yerine bilim insanı demenin kimseye bir zararı yok ancak bu, kadınların akademide eşit şartlarda mücadele ettiği anlamına gelmiyor. Amerika’daki son ırkçılık karşıtı gösteriler de ortada pejoratif kelimelerin dilden çıkarılmasıyla çözülemeyecek daha derin sorunlar olduğunu gösteriyor. Politik doğruculuğun sorunları gidermekte ilk adım olmaktan çok son kerte olabileceği ihtimalini gözden kaçırmamak lazım. Unutmayalım, sevimli olan etkili olmak zorunda değil.”
Sayfa 100
Reklam
“Hala bilmeyen olabilir diye dilimizdeki son tüyle bir uyarı yapalım: Osmanlıca ile Türkçe aslında birbirinden farklı diller değildir ve 1928’de değişen sadece alfabedir.Nasıl latin harfleri ile yazmamız Titus Livius’la sohbet edebileceğimiz anlamına gelmiyorsa Arap harfleri kullanmak da bizi sahabe yapmıyor.”
Sayfa 73
“Sosyal medyada kısa bir gezinti yaptığımızda her gün bireyleşen bir toplumun sürekli din, milliyetçilik, komşuluk, ahlak, edep gibi kavramlar etrafında en olmadık yerlerden linç malzemesi çıkararak birbirine saldırdığını her gün görüyoruz. Burada mesajın alıcısı karşı taraf değil, çoğumuz kendimize konuşuyoruz. Aslında çıkarımız için terk ettiğimiz değerlerin ne kadar ateşli birer savunucusu olduğumuzu, aslımıza ve özümüze ihanet etmediğimizi bas bas bağırarak kendimizi rahatlatıyoruz.”
Sayfa 53
Yeni, işimize yararsa güzeldir; işimize yaramadığı yerde bir anda işgüzarlık ya da “icat” olur.
Sayfa 27
“Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır.”
Sayfa 65
“Şubat ayında çocuk doğurmak ne büyük bir talihsizlik!” diye yakındı kocasının paltosunu tamir etmekte olan yaşlı kadın. “Çocuk doğurmak tümden talihsiz bir olay” diye ekledi Andreas, odanın diğer tarafından. “Böylesi umutsuzluk dolu bir dünyaya bir canlı daha ekleyecek kadar bilinçsiz olan anneler için çektikleri acı az bile.”
Sayfa 113 - Pegasus
Reklam
Bunun tek nedeni senin kendi hayatını yaşayamıyor oluşun Aalis. Dünyanın sana bir borcu varmış gibi, yaşadığın haksızlıkları kafana fazlaca takıyorsun. Fakat dünyanın sana bir borcu yok. Kimsenin sana borcu yok. Tek başınasın. Hepimiz tek başımızayız. Yolunu eğlenceli kılmak görevi tamamen sana ait. Yaşamına anlam katmak için başkalarına bel bağlarsan kendi felaketine koşarsın.
Sayfa 48
101 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.