Bir sabah ben de evden ruhumu unutarak çıktım.Eksik olduğunu farkettim ama dönüp bakmadım. Ben de sokaklarda aradım,buldum. Sonra yakışmadım bir sokağa ben de. Ve bana da baktılar yabancılığımı hissettirene kadar,yabancılara yabancılığını hissettiren bakışlarla bakma mesleği mensupları. Bende bir gün bir çeşme kenarında kahvemi içerken kendi kendime konuştum. Kulaklarımda mutlaka bir Orhan abim veya mor hareli sesiyle Müslüm babadan bir şarkı uğuldadı. "Zamanın eli değdi bize.Çoktan değişti her şey..."
Ben de,ben de,ben de.
Dedim ki "Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku..."
Okuyunuz ki,siz de kendinizi,çelişkilerinizi,kendi içinizde tutarlı ama dışarı karşı tutarsız hallerinizi yakayalıp hesap sorabilin ya da sevin onları size kalmış.
Bir çocuk da size ne oynuyorsun diye sorabilir,çocuklara güzel cevaplar verin.
Bu ağrılar,sancılar bizlere ağır yükse de.Ağırlıklarımız olmasa yazabilir miydik böyle utanmadan ve okuyabilir miydik acıtan sözcükleri acıyarak .
Kitapla kalın dostlar..