MUHAMMED PEYGAMBER İDİ O
Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu
Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu
Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu
Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu
Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında
Durup su içen develeri izliyordu arada sırada
Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu.
Sanki Cenneti görmüş, İlahi
Sabah seni izlemesi için bir melek yolladım peşinden ama düşündüğümden de erken döndü. Ne oldu dedim, bir melek asla başka bir meleği izleyemez dedi...
Sarılırız gönlümle, dertleşieiz uzun gecelerde. Sabah şafağının bizim olacağını biliriz... üzerimize günün doğacağını, gözlerimize ışık vuracağını biliriz. Tamir olmaya başlayan gönlüme derim ki, her insanı aynı teraziye koyma gönlüm, her insan aynı değildir. İnsandan umudunu kesme gönlüm. İnsan vardır seni kıranlar gibi, insan vardır ilaç gibi... insan vardır şeytana ders verecek, insan vardır meleği kıskandıracak...insan vardır aydınlık bir çiçek bahçesi gibi, insan vardır kuru dikenden oluşan koru gibi.
Çiçek kokusunu verecek, diken dikenliğini yapacak, sen aldırma gönlum. Sen yargılayan olma, Sen genelleyen olma. Bir hesap vardır gönlüm, bizim bilmediğimiz bir hesap... ölüm vardır gönlüm, sonrasını bilmediğimiz.
Sen beni gönderdin
Gülün muştusunu vermek için
İsanın doğumunu yaz gibi
Yahyanın sesini kış gibi
Zekeriyanın ürpertisini
İnsanlara
Bir bahar aşısı gibi
Taşımak için
Sen beni gönderdin
Gülün muştusunu vermek için
İsa'nın doğumunu yaz gibi
Yahya'nın sesini kış gibi
Zekeriya'nın ürpertisini
İnsanlara
Bir bahar aşısı gibi
Taşımak için
"Bir zamanlar dan ve candy vardı. o yıl çok ateşliydik. balmumları içimizde erirdi. balkonlara tırmanırdık. onun için her şeyi yapardık. ah danny... binlerce kuş onun saçını süslüyordu.
herşey altındı... bir gece yatak yandı... o yakışıklı ve iyi bir suçlu... güneş ve çikolatanın içinde yaşıyoruz.. ama artık güneş doğmuyor.
dany bir şeytandır... candy kayboldu...
senin yöntemini denemek isterdim. hayatıma çok hızlı girdin ve bunu çok sevdim. eğlence çamurunda boğulduk. yabancılara teslim oldum.
her şey eksik. dünya yana eğiliyor. işimiz bu. bunun peşindeyiz. içimde sen varken ölümle evlendim. bir daha asla uyuyamayacağım. havuzdaki hayalet...
kedilere ve tavuklara havlamak köpeklerin doğasında vardır. baktığım her yerde seni görüyorum.. bazen senden nefret ediyorum. lanet olsun çok komiksin dan.
sen bana cehennemi yaşattın. bir şeytansın.
yaşadıklarımıza inanmıyorum. beni kullandın. çok zayıfsın danny! ciddi olamazsın danny çok korkuyorum! çok korkuyorum. kafanı kırdım yatağın arkasından ama bebeğim sabah öldü. ona isim koymuştuk. adı thomas'tı. zavallı küçük tanrı... kalbi davul gibi atıyordu.
maviliğin anası... fırtına meleği... söyledin, söz verdin. gökyüzünü gösterdin. . ."
Sende doğduğun zaman sevmeye doyulmaz annesinin yanından ayırmadığı her ağladığında bir an duraksamadan yanına gelip seni ufacık kollarından tutup kucağına aldığı bir bebektin istisnalar hariç her doğan bebek ve çocuk gibi. İlk mama kaşığı ile çorbanın suyundan içirdi belkide sana, veya un maması ile besledi belkide ilk seni emzirdiği sütten sonra
"Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi."
Ahh Marie ahhh Marie... Yaktın bizi, dumur ettin beyinleri yaktın bıraktın yahuu... Gerçi Efsane serisinden sonra şaşırdım mı? Hayır tabiki de... Ki o serinin benim için distopya dünyasındaki yeri çok ayrı çok başkayken bu seferki hikayenin
Ölümü özlüyorum, her namazın vaktinde,
Ama ölmek için de hiç bir şey yok elimde.
Ölümü özlüyorum, ben her ezan sesinde,
Ölüm meleği her an, her kesin ensesinde.
Ölümü özlüyorum, bir sabah namazında,
Ölüm için hazır mı benim fani özümde?
Ölümü özlüyorum, BİR' e kavuşmak için,
Ölümü özlüyorum, HAK' la buluşmak için.
Ölümü özlüyorum, HAK aşkıyla kerem' im,
Resulümün ümmeti ben aciz Muhterem'im.
07 Mart 2015
Muhterem Taş