Demek istediği şeyi doğru tabir edememiş sadece.Fazla linci gerektirecek bir şey yok.Sadece(sonuçta karşı cinsler olduğumuz için) birbirimize karşı hislerimizin olmasının fazla olası olduğunu söylüyor.Emre Gül'ün Bal-Nar-Kar serisi de bu duruma çok güzel bir örnek.Arkadaş kalmamızın zor olduğunu söylemiş arkadaşımız.Tabi düşünce yüzde yüz doğru demiyorum ama linçleri gerektirecek kadar abartılacak bir durum da yok ortada.
ben tanrı olsam
peygamberler göndermez,
direk konuşurdum insanlarla.
ben tanrı olsam;
devletler yok olur
gül kokulu bireyler var olurdu sadece
atlar çılgın zamanlar koşardı.
ben tanrı olsam intihar ederdim!
insanlarla birlikte
acı çekmeyi öğrenemediğim için..
~CesarMendoza
Ben çocuğu, diğer canlıların yavrularından ayrı düşünmem. İçgüdüleriyle soluk alan, büyüklerin kötülük bilgilerinden uzak, sevmesi ya da sevmemesi sadece aldığı hazza bağlı bir güzellik. Bahçedeki gül yaprağı, köpek yavrusu, çınar şıvgası. Bu, bir başına ne iyidir, ne kötü. İnsanın kurduğu hayatın ilk harfleridir. Güzeldir ama yaşamak için yeterli değildir bu güzellik. İnsan bir gün bunu öğrenir. Çok erken büyür. Erken büyüyen bu çocuk, yıllar sonra dönüp yine çocuk olacaktır. İnsan, kendi içinden durmadan kendini doğuracaktır. Çocuk olarak doğuracaktır, yetişkin olarak doğuracaktır. İnsanı ve dünyayı yeniden kuran her bilgi alanı, çocukluğa dönmeden cümle kuramaz. Bunu yapmayan insandan sevgisiz bir canavar, bir cehalet heyulası doğacaktır.
HAYALİMDEKİ SEN...
youtu.be/nXTtA5bKHrM
Etrafımda yükselen devasa dağlar:
Derin bir çukur...
İçinde ben.
Yürüyorum.
Bilmediğim kaderime....
Dağlar kaplamış gökyüzünü.
Aşk...2
Teneffüs bitmek üzereydi ve sınıf yavaş yavaş yeniden doluyordu...
Öyle bir an geldi ki "ya şimdi ya hiç " diyerek geçirdi içinden!
Kırmızı gül demetini ve gümüş yüzüğü çıkardı. Kız ve arkadaşları,kara tahtanın önünde dikilmiş,konuşuyorlardı. Onlara yaklaştı.
- Nazlı...Bunlar senin... çünkü ben seni çok seviyorum!
Kız ve arkadaşları çok şaşırmıştı! Nazlı,gülleri ve yüzüğü gördüğünde önce hayret dolu bir gülümseme ile uzanır gibi
oldu hediyelere...Sonra geri çekti kendisini...
- Hayır,olmaz... Sen benim arkadaşımsın ben yapamam kusura bakma...Biz sadece arkadaşız ama teşekkür ederim!
O an da sınıf tamamen dolmuş ve herkes onları izliyordu.
Herkes şaşkındı! İlk defa birisi sınıfın ortasında,bir demet gül ve yüzükle aşkını ilan ediyordu! En popüler erkekler bile bunu yapmamıştı! Nazlı'nın reddetmesi karşısında öyle bir yıkım yaşadıki
kendisi bile yüzünün bembeyaz olduğunu hissetti!
Peki,şimdi ne olacaktı?
BUGÜN HİÇ AKLIMA GELMEDİN
Bugün hiç aklıma gelmedin, nedense…
Bir ara hafif bir rüzgar esti.
O an sadece…
O an sen geldin aklıma…
Sen de o hafif rüzgar gibi yüreğimi okşardın.
Kimi zaman sözlerinle kimi zaman da o billur sesinle…
Sözlerin öyle etkilerdi ki beni…
Sen saatlerce konuşsan dinlerdim.
Hiç bıkmadım seni dinlemekten...
Şiir gibi okşardı kelimelerin…
Hele de
Yokmuş bir âha ey gül-i ra'nâ tahammülün ..
Bağrın ne yaktın âteş-i hasretle bülbülün ..
~ Şeyh Galib ~
Ey güzel gül .. ! Bir âha bile tahammülün yokmuş meğer ..
Hal böyleyken ne diye bülbülün bağrını hasret ateşiyle yaktın .. ?
Yüzündeki o kırmızı rengi bile .. Bülbülün kanından almadın mı .. ?
Efsaneye göre gül, rengini bülbülden almıştır ..
Güle doğru uçan bülbül, gülün dikenlerini fark edemez ve gülün dikenleri bülbülün bağrına batar ..
Suya en çok ihtiyaç duyan çiçek yani gül, o günden sonra bülbülün kanıyla beslenir ..
Bu nedenledir ki bülbül kül rengindedir ve sadece bağrında kırmızılık vardır ..
Gülün ise yanakları kırmızı renktedir .. ..
Şems-i Tebrizi nin 40 kurali
1.kural
yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla...yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut
Teslimiyette acı ve zayıflık yoktur. "Denize vardığında, akarsuyu düşünme," diyor bilge. Her şeyin bir sahibi var ve o bize merhamet ediyor, işte bunu bilmenin kudretidir teslimiyet.Bir gül gibi, sadece zamanı geldiğinde yapraklarını açar hayat.Her durumu kontrol edemediğimizi, her savaşı kazanamadığımızı fark ettiğimizde tevekkül ve teslimiyet sökün eder.Dalganın aktığı yönde akmak. Kader atının dizginlerinin elimizde olmadığını bilmek."Niçin oldu?" diye sormak yerine, "Ne oldu ve bu bana ne öğretiyor?" demek.
Kemal Sayar
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mi” diye kokuyu