Elizabeth Bathory ( 1560 yılında Macaristan'da, Vlad (Dracula) öldükten 100 sene sonra doğdu. Ailesi yaşadıkları yerin en köklü, saygın ve zengin topluluğuydu. Ama buna rağmen, çok tuhaf yönleri vardı. Elizabeth Bathory'nin amcalarnıdan biri "Şeytanın elçisi" olarak bilinirken, diğer aile üyeleri ya aklını kaçırmış, ya da psikopatlardı.
En sade olanın en güzel olduğuna inanıyorum , orada bir özgüven ve gerçeklik sezinliyorum , sevginin en sade haliyle anlatılması , göl kenarına iki kamp sandalyesi atılması , iki insanın birbirine sadece içten tebessüm etmesi , ruh uyuşmasıyla konu bulmaya zorlamadan saatlerce keyifle edilen sohbet , bir kadının en gösterişli partilere sade kıyafetiyle gitmesi ... Gerçek güzellik , gerçek samimiyet , gerçek duygular pazarlanmaya ihtiyaç duymaz . Sadeliğin içerisinde büyük bir gösteriş vardır.
Reklam
Asıl Özgürlük..!
Uruguay'ın başbakanı olmam önemli değil. Bu konu üzerinde çok düşündüm. Tek kişilik bir hücrede on senemi geçirdim ve yeteri kadar vaktim oldu. Bir kitabın kapağını açmadan 7 yıl geçirdim. Bu bana düşünmek için zaman verdi. Kesfettigim şey şudur ki: Ya hiç kimseye yük olmadan az ile yetinip mutlu olursun çünkü mutluluk içindedir ya da hiçbir yere varamazsın. Yoksulluğu savunmuyorum. Sadeliği savunuyorum. Ancak sürekli büyümek isteyen tüketici bir toplum icat ettik. Büyüme olmazsa bu üzücüdür. Gereksiz ihtiyaçlarla bir israf dağı icat ettik. Sürekli almalısın ve atmalısın. Boşa harcadığımız hayatlarımız aslında. Bir şey satın aldığımda ya da siz bir şeyler satın aldığınız da, karşılığında para vermiyorsunuz. Verdiğimiz aslında vaktimizdir. O parayı kazanmak için verdiğimiz vakit. Arasındaki fark yaşamı satın alamazsınız. Yaşam akıp gider hayatı boşa geçirmek özgürlüğü kaybetmek korkunç bir şeydir.
Enginar Mevsimi
İlk kez okuduğum değerli yazar Lüset Kohen hocamın Enginar Mevsimi romanını bitirmiş bulunuyorum. Öncelikle hocamın yüreğine ve kalemine sağlık . Ve lütfen bu kitabı sıradan bir roman olarak algılamamanızı rica edeceğim. Eseri yazım dili açısından değerlendirerek başlamak istiyorum. Sizi yormadan sıkmadan rahatlıkla okunabilecek bir sadelikte yazılmış. İçinde sizi yoracak anlamanızı zorlaştıracak kelime yığınlarına asla rastlamayacaksınız. Kısacası sade ve akıcı bir yazım dili mevcut. Eserin konusu itibariyle söyleyeceklerim ise, aslında ilk etapta size sıradan bir konu gibi gelse de, devam ettikçe böyle olmadığını göreceksiniz. Ve bu eseri n en büyük özelliği ise, siz bir romanı okurken aynı anda da bir kişisel kitabı okumuş oluyorsunuz. Dolayısı ile bir kez daha okuma gereği duymanız içten bile olmayacak. En güzel yanı ise, konuyu işlerken yazarın gereksiz tasvir ve detaylardan kaçması okuyucuya büyük rahatlık sağlamış. Eserden küçük bir özet verecek olursam; Başarılı bir köşe yazarı olan Necibe Simpson ve Türkiye'nin zengin iş adamı olan eşi Ziya Kurt'un Türkiye-Yunanistan arası hayatlarına ve Necibe'nin bir iş gezisi için gittiği Venedik'te tanıştığı Türk gondolcusu ile bambaşka bir yöne kayan hikayelerini okuyacaksınız. Eserin kapak tasarımı ise, sadeliği ve konu ile özdeşleşmesi açısından oldukça başarılı olmuş. Son olarak, Lüset Kohen hocama bu güzel eser için bir kez daha teşekkür ederim. Emeğinize yüreğinize gönlünüze sağlık. Okumayan kitap dostlarım için küçük bir dip not: Alın ve okuyun. Hepinize sevgilerimle kitap dostlarım :)
(Alıntı)
YAKAMOZ SEVDAM Ben yakamozu severim. Karanlığa düşen aydınlığı. Derinde,sevdanın ateşten koru. Alev alev yanmayı severim. Ben yakamozu severim. En yükseklerinden bakmak karanlığa. Sellerce sevgi derim inadına, Şaşarım ben aklıma... Sınırları bilmem ama. Kalbimin olduğu seviyede severim seni. Beklerim sessizliği,sadeliği. Aklım başımda mı ki benim. İncinirsen hissederim. İnce hissimsin sen benim. Ben bir yakamozu severim. Birde seni severim. Karanlığı bilmem isterse aydınlık olsun. O benim herşeyim kırılgan,ince yerim. Dedim ya, yakamoz sevgilim. Ben bir yakamozu, Birde seni severim...
"Aşkımıza Reklam aldım" II
Ben bu yazıyı yazarken; Başbakanımız, Fatih Projesi kapsamında öğrencilere bilgisayar dağıtıyordu. Güle güle kullansınlar. İlim ile irfan ile kullansınlar. Lakin nasıl güle güle kullanacaklar! Okuma alışkanlığı kazandıramadığımız çocuklarımızın, internet üzerinden bilgi sahibi olacakları aldatmacasından büyüklerimiz kendilerini bir kurtarabilse!
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.