İmam Şafiî, benim görüşüm doğru da olabilir yanlış da, başkasının görüşü de hatalı olabileceği gibi doğru da olabilir, demiştir.
İbn Hacer el-Heytemi, bu sözü İmam Şafii'nin görüşü olarak nakletmiştir, el-Fetáva, 6/344.
Sayfa 30Kitabı okuyor
Şafii ile Ahmed Ibnu Hanbel'in, kitap ehli dışında kalan herke- sin dine zorlanabileceği; Hanefi ekolünün ise, yalnızca müşrik Arapların ve mürtedlerin zorlanabileceği görüşünde olduklarını gördük.
Sayfa 51Kitabı okudu
"Rasûlullah, kadınların yürüşüyünü taklid eden erkeklere, erkeğimsi hareketler yapan kadınlara lânet etti ve onları evlerden çıkarmayı emretti" (Buhari)
Sayfa 96
Allah rahmet eylesin, Şafii şöyle demiştir: “Sufilerle arkadaşlık ettim. Onlardan sadece iki cümle istifadem oldu. Şöyle dediklerini işittim: Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser. Nefsini hak ile meşgul etmezsen o seni batıl ile meşgul eder.”
Sayfa 55
Erdemli kişi bir anlık muhabbetin dahi hatırını sayandır. Kendisine bir kelimeyle de olsa faydalı olanın emeğini ikrar edendir. (İmam Şafiî)
Sayfa 28
"Dünya sevgisini ve yaradanın sevgisini kalbinde topladığını iddia eden kimse yalan söylemiştir."
İmam Şafii (rahimehullah)
Kaynak: el-İntikâ' / 101
MARİFETULLAH VE MÜKELLEFİYET
Bil ki, her mükellefin Allah'ı bilmesi (marifetul- lah) emredilmiştir. Marifetin manası, malûmun sıfat- larından hiçbir şey gizli kalmadan, malûmun olduğu hal üzere bilinmesidir.
Zan ve taklid ile ilim ve marifet meydana gel- mez. Çünkü zan, iki durumun mümkün olmasıdır.
Taklidin manası ise ne dediğini ve neye daya- narak söylediğini bilmediği kimsenin sözünü kabul etmektir. Bu durumda bilgi meydana gelmez. Bunun delili Allah Teâlâ'nın şu kavlidir: "Bil ki, Allah'tan başka ilah yoktur."" Allah'ın, ilmi emretmesi zan ve taklid ile değildir.
Tatarhâniyye'de deniliyor ki: Tegannî (yani şarkı ve türkü söylemek) ve bunları dinlemek harâmdır. Âlimler bu hususta aynı görüşe sahip olup hürmetinde bir hayli ileri gitmişlerdir.
"Hidâye" kitabında da deniyor ki: "Halka karşı çalgı çalıp şarkı söyleyenin şâhidliği kabul olunmaz. Çünkü o halkı büyük bir günâh üzerinde topluyor."
İmam Şafii Hazretleri, "Kitâbu Âdâbi'l-Kazâ"da şöyle demektedir: "Mûsîkî bâtîla benzer mekruh bir şeydir. Bununla fazla meşgul olan kimse sefih sayılır ve bu sebeple şâhidliği kabul edilmez."
Diğer Mezheb İmamı Mâlik Hazretleri ise mûsîkîyi men'etmiş ve bu hususta şu hükmü koymuştur: "Satın aldığı câriyenin mûsîkîsinaş olduğunu tesbit eden kimse, onu aldığı kişiye iâde edebilir."
Sayfa 506 - Mustafa Necati BursalıKitabı okudu
