Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyada su durumu vahimdir: 1.4 milyar insan temiz v e sağlıklı su kullanamı­yor. 2.6 milyar insan ise temizleme ve antma tesislerinden yararlanamıyor. Üçüncü Dünya Ülkeleri'nde sudan kaynaklanan hastalıklar yüzde 80'e ulaştı. Kolera, ishal ve tifo gibi hastalıklardan sadece 1 dakikada 15 kişi hayatını kaybediyor! Dünyada her gün 6 bin çocuk temiz su olmadığı için hayatını kaybediyor.
Şu insanlar ne tuhaf,evvela birbirlerini yaralarlar,sonra şifa versin diye türlü nebattan medet umarlar
Reklam
Kendimizi biricik sandığımız şu hayatta eninde sonunda birbirimize, bilhassa benzemekten en çok çekindiklerimize, babamıza ve annemize benzeyeceğimizi bilmek ne acı.
~~~ [••şu hayatta asla olmam gereken zamanda, olmam gereken yerde olamıyorum.••] ~~~
Eskiden dostluğun beraber ağlayabilmekle ilgili bir şey olduğunu sanırdı. Sonra sonra esas beraber gülebilmekle ilgili olduğunu anlamıştı. Şu hayatta seni güldürmek için çabalayacak, sevincini sevinci sayıp, birlikte gülmekten mutlu olacak birini bulmak kolay mıydı?
Sayfa 172
O dönemde yaşasaydım keşke..
Gıda mevzuatının yer aldığı ilk bulgu, Anadolu'da Hitit dönemine ait bir sü­ tunda yer almaktadır. Bundan yaklaşık 3500 yıl öncesine ait olan bu sütunda, "komşunun etini zehirlerne", "komşunu aldatma" yani zehirli yiyecek satma yazılıydı.
Reklam
Büyüme hormonu "rBGH" enjekte edilen ineklerden elde edilen sütün içerisinde, göğüs, prostat, kolon, akciğer ve diğer kanser risklerini doğuran IGFI hormonu yüksek düzeyde bulun­ maktaydı. Şu uyarıyı yapmalıyım: Çocuklar, yetişkinlerle kıyaslandığında tehlikelere daha çok açıktır, özellikle de içerisinde ciddi miktarlarda "rBGH" işlenmiş süt içenler!
“Meyve suyu" dediğiniz aslında "boyalı su"dur! Türkiye'de 1970'lerde yıllık kişi başı 0.4 litre olan meyve suyu tüketimi, 2000'de 4.4 litreye, 2010 yılında 12 litreye ve günümüzde 20 litreye çıkh! İçtiklerinizin içinde meyve var mı? Manav fiyatlarıyla meyve suyunu karşılaştırın bakalım! Hepsinde gıda araması var.
Bugün dünyada -tespit edilen- 2.7 milyar insanın dişinde çü­ rük var. Çürük sebebi basitçe şu: Diş çürüklerine, diş üzerine ince film tabakası olarak yapışan­ biriken bakteriler sebep oluyor. Aslında ağzımızda bulunan bak­ terilerin çoğu doğal ve zararsız. Ancak, birkaç tür bakteri -yiye­ ceklerdeki nişastalar, şekerlerle beslenerek bir boşluk yaratacak şekilde altındaki dişi eriten- asitler ortaya çıkarıyor. İşte bunlar çürüklere sebep oluyor. Yani, nişastalı ve şekerli endüstriyel yiyecekleri tüketrnek için evrilmemiş olduğumuzdan, tükürükten başka doğal savunma mekanizmamız yok. Çürüklerden kurtulmanın başlıca yolu, endüstriyel şeker ve nişastadan uzak durmak. Kuşkusuz... Şekerin zararı sadece dişlere değil... Şeker, ölümdür...
“Yaşım ilerledikçe öksürüğümün onunkine benzemesine, bir şey yerken ağzımdan onunki gibi ses çıkmasına ve onunki gibi upuzun bir boyum olmasına karşın, kimi zaman gerçekten babam olup olmadığından şüphelendiğim bu adamın görüntüsü gözlerimin önünde yavaş yavaş belirir ve giderek netleşirdi. çekine çekine, başka, ama çok başka bir baba yaratırdım
Reklam
Coca-Cola, Hindistan Karela eyaletinde verimli tarım arazisi üzerine 2002 yılında fabrika inşa etti. Günde 1 .5 milyon litre su kullanması yöre halkının tepkilerine yol açtı. 1 litre kola üretmek için 2.5 litre tatlı su kullanıyordu. 2006 yılında Coca-Cola'run tükettiği su miktarı; Cola için üretilen maddeler, suni tatlandırıcılar ve bunlar için üretilen mısır bitkisine har­ canan su dahil 290 milyar litre olarak hesaplandı. Bunun yüzde 40'lnı meşrubat üretiminde kullanırken, yüzde 60'lru yıkama ve diğer alanlarda kullanıyordu. ilginçtir; Coca-Cola sanki kimi ülkelerin tatlı su kaynaklarını bitirmek için ya­ tırımlarını buralara kaydırıyordu. Hindistan dünya nüfusunun yüzde lTsine sahipken, tatlı su kaynaklarının yüzde 4'üne sahipti. Çin'de bu rakamlar yüzde 20 ile yüzde 7 idi. Ve Coca-Cola'nın Hindistan'da 59, Çin'de 43 fabrikası var!
TIME dergisi 2000 yılında kapağında şu başlıkla çıktı: "Bu pirinç bir yılda bir milyon çocuğun hayatını kurtaracak." Yuh! Paranın gücüydü bu! Hepsi yalandı. Aksine: "A vitamini"; karaciğer, yumurta sarısı, tavuk eti, süt ve tere­ yağından sağlanırdı. A vitamininin öncüsü olan "beta-karoten" ise, koyu yeşil yapraklı sebzelerden, ıspanaktan, havuçtan, ka­ baktan ve mangodan alınabilirdi. Bunları söylemiyorlardı. Sanki "A vitamini" sadece pirinçte vardı! GDO'lu pirince harcanan parayla, A vitamininden zengin pek çok gıda sürdürülebilir şekilde üretilebilirdi. Yapmadılar. Çünkü amaçları açları doyurmak değildi...
"Kimi açık kimi gizli, şu hayatta herkes kendi oyununu oynuyordu."
Sayfa 74
Ve beklenen oldu: "Yeni pirinç" Asyalı üreticileri iflaslara sü­ rükledi. Artık ödenmez hale gelen borçları nedeniyle, özellikle Hintli çiftçiler, böbreklerini satmak zorunda kaldı! Köylü zordaydı... Toprak zordaydı... Dereler, nehirler zordaydı... Tüketici zordaydı... Üretici zordaydı... Dünyanın en büyük pirinç üreticilerinden Tayland'da pirincin tonu bin dolara yükseldi. Tek kazançlı çıkan pirinç ülkelerini kendine mecbur bırakan küresel şirketler oldu.
Henry Ford'un şu sözü bilinir: "İyi ki insanlar paranın ve bankacılık sisteminin nasıl işlediğini bilmiyor. Bilecek olsalardı sabaha çıkmadan ayaklanırlardı!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.