Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müslüman , "sanat toplum için mi, sanat için mi?" sorusunu sorduğundan itibaren, sanatın "nereden geldiği" ve "nereye gittiği" meselesini ebediyen görüş alanından çıkarmış demektir. Halbuki sanat, Allah'ın insana verdiği bir hakikat yüküdür ve o hakikat yükünün farkına varan sanatçı için, sanatının "düzeyini" belirleyecek ve onu "aynı damanda kendi için de" yapacak olan şey, bu hakikat yükünü taşımadaki becerisidir.
Sadece bir tarafa ağırlık verirseniz, tek kanatla uçulamadığı gibi, mutlaka, toplum, sonunda bir çıkışa varamaz. Yani, sadece maddeye değer verirseniz, materyalist olursanız, maneviyatınızı kaybedersiniz, çökersiniz. Sadece maneviyata değer veriyorum diyerek, bu dünyanın şartlarını inkâr ederseniz, o zaman da, o mâneviyati da kaybedersiniz. Onun için, islâmın hakikati, bizim için, önceliği, ruha ve mânaya, ahlâka vermiş olmakla birlikte, bu dünyanın değerini, maddenin değerini, bilimlerin, teknolojinin değerini, bizzat dinin özü ve medeniyetimizin yapısı açısından önemle korumuştur. Ve İslâm Medeniyeti, bütün bu değerleri korumuştur. Sadece onları mı? Hayır! Aynı zamanda, edebiyat, sanat değerlerini de. Hatta, yazıda, en ileri medeniyet adımı, İslâm Medeniyeti'nindir. Öte yandan, hiç bir devirden geri kalmayacak derecede üstün bir edebiyat kurulmuştur. Hikmette, tasavvufta, yani mânevi bilimlerde en üst dereceye çıkmışız. Fizik, coğrafya, matematik bilimlerinde, kimyada yine en üstün düzeye çıkmışız, yol açmışız, çığır açmışız. En büyük tarihçileri yetiştirmişiz geçmişte.
Sayfa 199 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bizim liselerimizde gençlerimiz " Sanat sanat için midir yoksa toplum için mi?" diye tartışadursun elin oğlu tüm sistemi kendi çılgın inançlarının amaçları için kullanmaktan geri durmuyor.
Sayfa 200 - Lopus YayıneviKitabı okudu
Kiyoaki de tıpkı Honda gibi bankın üzerindeki karları itti, sonra oturdu. Karın parıltısı yüzünden birbirlerine bakarken gözlerini kısmak zorunda kalıyorlar, bu da havadaki duygusal gerginliği azaltıyordu. Aşağıdaki göl görünmüyordu, ağaçların karla ağırlaşmış dalları arasından gölü görebilmek için ayağa kalkmaları yeterdi oysa. Dört yanlarından
Sayfa 92 - Can YayınlarıKitabı okudu
245 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.