Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
sanat sanat için midir, toplum için mi: sanat birey içindir; bireyin sanatı ya da toplumu öncelemesi regülatiftir.
Sayfa 75
21 Aralık 2000
Pis, ikiyüzlü, riyakâr; terbiyesizlikten başka hiçbir nedeni olmadığı halde kibirli olmayı hakkı sanan bir toplum içinde yaşamak beni son derece rahatsız ediyor. Sinemacı Ahmet Uluçay’dan neden bu kadar rahatsız olduklarını anlayamıyorum. Oysa sokağa çıkarken, sinemacı kişiliğimi ceketimi çıkarır gibi çıkarıp kapının ardına asıyorum ve sokağa öyle çıkıyorum.
Sayfa 62 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir toplum ne kadar ilerlemişse o kadar sanatsal ve estetik kaygısı olur. Gelişmemiş toplumlara baktığınızda eşya biçimlerinde bir ilkellik göze çarpar. Pis plastik ve sapı kopmuş maşrapada olduğu gibi. Sadece işlev gözetilmiş, estetik düşünülmemiştir. Sapının kopmaması gerekliliğine ise kimse kafa yormamıştır. Her alış-verişe çıktığımda: - Lan bu hortumların doğru dürüst bir rengi yok mu? İtfaiye miyim ben? Daha pastel duygular içinde bahçemi sulamak istiyorum… Bu ne biçim konserve açağı lan, al sen bunu gözüne sok!… Bundan başka tuzluk gibi bir tuzluk yok mu kardeşim, ben eve gidip bunun deliklerini çiviyle büyütmek zorunda mıyım? Üstelik bunu çok salladığında kapağı çorbanın içine düşüyor… Kullandım ben bu aptal tuzluktan… Tuzluk almak için Paris'e mi gidiiiiim? biçiminde beni satıcılarla kavga ettiren, sanayi kollarımıza sinmiş olan bu kahredici biçim kaygısızlık, daha da sinir bozucu olarak sanat dallarımızda da göze batıyor, gözü çıkarıyor.
Sayfa 203 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi Yayınları
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
Ahlak Bariyeri
Cevahirlal Nehru bir keresinde İngiliz idaresindeki Hindistan'ı bir eve benzetmiş, İngilizlerin evin en güzel odalarında, Hindistanlıların ise hizmetli müştemilatında yaşadıklarını söylemişti. Şöyle devam etmişti: "Her ülke evinde olduğu gibi alt katta da değişmez bir hiyerarşi vardı; kahya, uşak, aşçı, erkek hizmetçi, kadın hizmetçi,
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Sanat sanat için midir, toplum için mi:
Sanat birey içindir; bireyin sanatı ya da toplumu öncelemesi regülatiftir. Sanat birey içinse ilkin yaratıcı içindir. Takipçisi parça et iken eklenebileceği gövdenin sahibini arar. Bu kadar basit.
Sayfa 75 - Can Yayınları, 4.BaskıKitabı okudu
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
Reklam
"Sanat sanat için midir, yoksa toplum için midir?" der dururuz. Elbette toplum içindir. Toplum için olmayan bir şey yoktur ki, sanat olsun. Ama sanatın toplum için olması ne demek? Yani sanat toplumun meselelerini alsın, bunları halletsin, sonuçlarını da halka bildirsin öyle mi? Bunu pek ka- bul edemiyorum. Çünkü o işleri yapmak için elimizde başka araçlar var. Mesela edebiyat. "Edebiyatla sanatı birbirinden ayırıyor musun?" diyeceksiniz. Birdenbire ayıramıyorum; ama ayırmak lazım geldiğine de inanıyorum.
Sayfa 171 - Kapra Yayıncılık
Hırsızı,sürtüğü,dolandırılmış ahmağı yaz ama unutmaki onlarda insan. İnsanlık duygun nerede ? Salt kafanla yazmak istiyorsun! diye tısladı . Sence düşünceleri dillendirmek için yüreğe ihtiyaç yok mu ?Var . Onlar sadece sevgiyle verimli olabilirler. Düşeni kaldırmak için yardım elini uzat. Yıkılanlara acı gözyaşları dök, fakat onlarla eğlenme . Sev onları. Senin gibi canlı olduklarını unutma . Sanki senin bir parçanmış gibi ilgilen onlarla . Ancak o zaman seni okumayı kabullenebilirim dedi ve tekrar kanepenin üzerinde rahat bir konum alıp yattı. Hırsız ya da sürtüğü anlatıyor ama diye sürdürdü,- insanı unutuyorlar. Onu betimlemeyi beceremiyorlar. Bunda nasıl bir sanat, nasıl şiirsel bir ifade buluyorsun ? Günahı ve kötülüğü sergile ama lütfen , sergilediklerinin şiirle, sanatla bir ilintisi varmış gibi yapma. Yani sence çevredeki her şey sürekli bir karmaşa ve devinim halinde iken tek yapmamız gereken şey doğayı , gülleri , bülbülleri, dondurucu kışı ayazını tanımlamak mı olsun ? Bizim tek istediğimiz basit bir toplum fizyolojisi. Şarkılara ayıracak vaktimiz yok.
Ben tam dikişi keserken, "Ee," dedi birdenbire. "Bugün de sanat hakkında konuşmayacak mıyız?" Bakışlarımı yaradan çekmeden, "Ne sanatı?" diye mırıldandım. "Bilmem," dedi bayağı manidar bir tonla. "Sen daha iyi bilirsin onu. Sanat, toplum için miydi yoksa sanat için miydi? Ben pek anlamam." Çok özür dilerim ama siktir. Bu Kepçük-ül zelzele görüntüsünü ilk gördüğümde düşüp bayılmamak adına yaptığım saçmalıktan bahsediyordu. Çakurmamaya çalışmıştım ama bu bordo gorilin gözünden kaçması mucize olurdu. "Ne içindi sanat ya?" dedi yalandan saf bir sesle. Tutun beni ki şu bisturiyi şah damarıma sokup kendimi yeryüzünden şu saniye silmeyeyim! Allah, peygamber, dört halife, dört büyük kitap, bütün unlu mamuller aşkına tutun beni! Tam portegü ile ipi çekiyordum ki dur- dum. Gözlerimi kapatıp dişlerimi dudağıma geçirdim. "Sanat..." dedim sakince. Tekrar gözlerimi açtım ve ters bakışlarımı ona çevirdim. "Eben içindir, Murathan. Tamam mı?" Son ipi de çektim. Başını öne eğip sağa sola yavaşça sallayarak güldü. Adi goril. Yan profilden bakmasaydım keşke. Az daha zorlasa kaşlarına vuracak uzunluktaki kıvrık kirpikleri şu an bana hiç yardımcı olmuyordu. Bu durumda sanat, nasıl bu kirpikler için olmazdı ki?
Sayfa 287Kitabı okudu
245 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.