Sançarın Kahkahası
@sancarinkahkahasi
“Madem ki Türküz; o halde Türk gibi yürür, Türk gibi düşünür, Türk gibi duyarız ve Türk gibi yazarız.”
İnstagram: instagram.com/sancarinkahkahasi
Türk Dili ve Edebiyatı
59 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
“Vaktiyle bir Atsız varmış. Var olsun!” ama neden?
“O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.”
11 Aralık 1975 yılında uçmağa varan Hüseyin Nihal Atsız’ı ölümünün 48. yıl dönümünde saygıyla ve özlemle anıyoruz.
Sorun olduğu için yüklenmeyen bir görsel var onun da içeriğini buraya eklemek istiyorum.
Var olsun! Çünkü:
Bugün Türk evlatlarının şehit olmasına sebep olan hain terör örgütüne ve onun ideolojik yapısına o tarihlerde uyarılarda bulunuyordu:
“Ben ‘kardeşi kardeşe düşman etmek sevdasında süper sapık zihniyetli birisi’ değilim ama siz Türk devletini parçalamak isteyen ultra sapık hainlersiniz.”
“Şeyh Said ayaklanması bir Kürt ayaklanmasıydı ve açıkça İngilizler tarafından desteklenmişti. Said-i Kürdi (Said Nursi’den bahsediyor.) hareketi ise uzak hedefli ve örtülü bir Kürt hareketidir ve yine İngilizler tarafından ‘Müslüman Kardeşler’ derneği kanalı ile yönetilmektedir. Kürtlüğü destekleyen devletlerin maksadı insani değil, maddi çıkara, siyasi nüfuza ve jeopolitiğe dayanan niteliktedir.”
(H. N. Atsız, “Kızıl Kürdlerin Yaygarası”, Ötüken 12 Haziran 1967)
Sançarın Kahkahası yorumladı.
Yarının Büyük Türkiye’si bu şuur ve azimle kurulacaktır.3 Mayıs 1944'den bu yana Türk milliyetçileri bugün bir çığ gibi büyüyor. Yurdun dört bir yanında Türk milletinin hizmetinde; onu ilimde,teknikte ,ahlakta dünyanın en ileri seviyesinde getirmek gayesi taşıyor
Türkçülük öyle şerefli bir bayraktır ki: Onu vatanın her köşesinde durmadan dalgalandırmak her Türk’ün ilk ve milli vazifesidir
Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.
Alparslan Türkeş
Türk’ü sevdim, seveceğim. Ama bunun sonunda ızdıraplar varmış, felaketler varmış, hatta karşılaşılacak türlü kahpelikler doluymuş. Hepsi kabul!
Nejdet Sançar
"3 Mayıs bir bayram değildir. Milli şuurun ayaklanmasıdır."
Hüseyin Nihal Atsız
Kesinlikle yazınıza saygısızlık etmek istemem, yalnızca ufak bir uyarı ihtiyacı hissettim. Kül Tigin’in ne yazık ki böyle bir sözü yok, belki başka bir Türk büyüğüyle karışmış olabilir, sizin ve yazınızı okuyanların da doğrusunu bilmesi açısından düzeltmenin gerekli olduğunu düşündüm. Türkçüler Günü’nüzü kutlarım.
Uyarınız üstüne düzeltme yapılmıştır Türkçüler Gününüz kutlu olsun
Sançarın Kahkahası bir yorumu yanıtladı.
3 Mayıs Türkçüler Günü; 1944-1945 yıllarında, içlerinde Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Hüseyin Namık Orkun, Nejdet Sançar gibi Türk münevverlerinin bulunduğu Türkçülerin yargılandıkları tarihtir. Atsız'ın kendisi bu günlerin neticesinde Türkçülüğün bir hareket haline geldiğini dile getirmektedir. Aynı zamanda bu günün bir bayram değil, yıllarca çekilen ve çekilecek olan çilelerin başlangıcı olarak görür.
Dönemin iktidarı, Türkçü münevverlere ve diğer Türkçülere; tabutlukları, 20'lik ampülleri, onur zedeleyici faaliyetleri reva görmüştür. Eğmeye, bükmeye çalışılan Türkçüler gerekirse kırılmayı göze alarak eğilip bükülmemiştir. Bükülmeyecektir de. Büküldüğünden şüphe ettiğiniz bir oluşum veya kişiler var ise bu Türkçülerle aynı sarsılmaz idealleri paylaşmıyor demektir.
Türkçüler Günü'ne ismini Atsız vermiştir. Muhtelif isimlendirmelere gidilmesini doğru bulmuyorum. Muhtelif isim arayanların "bakın görün biz bu Türkçüler gibi kafatasçı (!) değiliz, yalnızca milliyetçiyiz" diye kendisini Türkçülerden ayırma gayesi güdenler olduğunu düşünüyorum. Yine de 3 Mayıs'ı anan, ruhunu içinde yaşatan her Türkçünün 3 Mayıs Türkçüler Günü'nü kutlarım.
Yazıyı, Nejdet Sançar'ın dava savunmasında sarfettiği sözleri alıntılayarak ve aynı şekilde katılarak bitirmek istiyorum:
"Türk'ü sevdim seveceğim. Ama bunun sonunda ızdıraplar varmış, hatta karşılaşılacak türlü kahpelikler doluymuş. Hepsi kabul! Türk ırkı sağ olsun!"
"Dönemin iktidarı, Türkçü münevverlere ve diğer Türkçülere; tabutlukları, 20'lik ampülleri, onur zedeleyici faaliyetleri reva görmüştür."
Bir cigara yaktım da saatlerce ağladım
Neyleyeyim? Yüreğimi Türklükle dağladım.
8 önceki yanıtı göster
Konunun bu boyutunda da ne yazık ki "Türk'e rağmen" Türkçülük yapmak zorunda kalıyoruz. Değişmesi, değiştirilmesi gereken çok şey olduğunun farkındayız ama ne yazık ki değiştirecek kudreti kendimizde toplayamıyoruz. Toplayamama sebebimiz de bahsettiğin şekilde yalnızca yaşamak gayesi için çabalayabiliyoruz, bu duruma getirildik. Beylik laflarla hamaset yapmak niyetinde değilim ama şu dünyada bu yaşam meşguliyeti arasında 1-2 kişinin bu bilinci kazanmasına sebep olabilirsek bu bile bir şeydir. Her şeyi para olmuş birine zaten laf anlatmaya çalışmak bile boşuna bir çaba gibi geliyor bana.
Okur Takip Önerileri
“Erken dönem yazıları ve mektuplarının gösterdiği üzere genç Marx tutkulu bir Alman milliyetçisiydi; onun düşüncesi, bizatihi Alman milliyetçiliği gibi açıkça romantizmle yoğrulmuştu ve bu anlamda hem totaliter hem de ırkçıydı.”
Sayfa 119Kitabı okudu
Alıntının devamında: “Ancak Alman ırkçılığının temel dışavurumu antisemitizmdi ve Marx Yahudiydi.”