''Bu yalnızca konuşmayı vurgulamak ,çarpıcı bir şekilde sonuçlandırmak için sarf edilmiş bir cümleydi, bundan öte bir anlamı yoktu ,siyasetin bu tür gerekleri olduğunu siz de bilirsiniz.''
İnsanın kendini açması yeterliydi, insandan insana canlı bir akış başlıyordu hemen, yükseklerden derinlere iniyor, derinlerden tekrar sonsuzluğa yükseliyordu.
Ben sadece utanmak istiyordum, ama aslında utanmıyordum, hatta o derinliklerde bir şekilde gizli bir gurur, daha da ötesi, yaptığım o budalalıktan duyduğum bir hoşnutluk vardı
Olağanüstü Bir Gece Viyana'da ailesinden kalan mirasla rahatça yaşayan burjuva sınıftan gelen karakterimizin hayatında gittikçe hissizleşmesini yaşamdan bir beklentisinin kalmayışını kendinden ve herkesten uzaklaşmasını ve sonrasında başına sadece bir gecede gelen bir takım basit görülebilecek olayların sebebiyle kendini bulmasını kendiyle yüzleşmesini ve kendi deyişiyle felçleşmiş ama ölmemiş duygularını uyandırmasını okuyoruz .Karakterimizin arzulamayı bile arzuluyor ve suçlu hissetmesi gerektiği yerde uzun zaman sonra gerçekten bir şeyler hissettiği için bu bir nefret suçluluk veya normalde kendisinde sevmeyeceği duygular da olsa mutlu oluyor ve diğer olaylar da bu bir şeyler hissetme insanlarla gerçek bağlar kurma ait olduğu ve nefret ettiği yapmacık gördüğü burjuva sınıfından kurtulma ve artık gerçek ve doğal şeyler hissetme ihtiyacından doğuyor. Karakterin kitap boyunca değişimi ve yazarın anlatımı gerçekten beni çok etkiledi 70 sayfa olmasına rağmen bu kadar dolu ve anlamlı olması Stefan Zweigin kalemini sevme nedenlerimden biri gerçekten çok akıcı ve karakteri anlamak yazarın betimlemeleriyle çok rahat oluyor. Ben 2 yıl önce okuduğumda çok akıcı bulmamıştım ve yüzeysel okuduğumu düşünüyorum hatta belki bundan 2 yıl sonra da okuduğumda şuan ki yorumumu yüzeysel bulacağım ama bence sadece bir kere okumak yetmez bu kitaba. Her seferinde farklı yorumlar getireceğiniz ve kendinize ait bir şeyler bulabileceğiniz bir kitap.