Hayatın kendi halinde yaşandığı bir dönem varmış herkesin hayatında, sanırım şu an hayatımın o dönemindeyim. Sessiz sedasız, kimseye bulaşmadan öyle yaşayıp gidiyorum..
İLERLEMEK BAŞA BELA: Tarım ve Yerleşik Yaşam
Yerleşik yaşamla birlikte insanlar metabolizmalarına tamamen ters yaşamaya başlamış. Mutsuzluk, hastalıklar, yetersiz ve dengesiz beslenme hep tarımın mirası olmuş. Sürekli hareket halinde olması gerekirken hareketini kısıtlamış. Nihayetinde hiç kıpırdaman saatler boyu oturmanın insan ölümlerine bile yol açtığı bilinen bir gerçek. Hareketsizliğe
Reklam
''Kalpten kalbe bir yol vardır, göz ilen görünmez sırdır'' diyor bir türküde. Aşıklar, sevdiğini en önce kalbinde hissederler. Öyle ki aşk, aşıkların birbirinden habersiz, birbirini kalbinde hissetmeleri ile başlar. Kelimeler ve cümleler kalpte hissedileni anlatmaya yetmez. Bu yüzden derler ki ''Aşığın feryadı susuşunda gizlidir.'' Kemal Sayar '' Melekleri Ürkütmeden Sev'' başlıklı yazısında şöyle diyor; ''Göğün ve aşkın konuşmaya ihtiyacı yok. Halden bilene ihtiyacı var. Hali okuyabilene. Halden anlayabilene. Oysa Günümüz aşkları, nasılda bağırgan ''Beni sev, beni sev!'' Gerçek aşk sevilme ihtiyacının üstündedir, talep etmemeyi de bilmektir. Aşkın hakikati, aşığın susuşundadır, çektiği çilede, düştüğü çöldedir. Söylemek hep kelimelerle olmaz ya sevgili dost, hal de söyler. Gönülde olanı yere düşürme. Sessizce sev, usulca, kainatı telaşa vermeden. Melekleri ürkütmeden sev.'' Eğer aşıksanız, konuşmak sadece başınızı ağrıtır. Aşk söz konusu olunca susmak ve onun bize hakim olmasını beklemek, gelip bizi içinde hapsetmesini beklemek, sanırım en doğru yoldur. Türkü ile başladık madem, türkü ile bitirelim. Başta bahsettiğimiz türkünün bir sonraki kıt'asında, '''Senin kalbin benim kalbim, sana malumdur her halim.'' diyor. Kalbi bir olan aşıklar, birbirlerini kalplerinde hissederler, birbirlerinin halinden anlarlar. Bu yüzden bana göre bu türkü, feryadını kalbinde taşıyan aşıkların türküsüdür. ''İkimizin kalbi birdir, sen benimsin ben seninim.''
Bir yabancıyı özlüyorum. Bu yabancı öyle bir yabancı ki hangi yemekleri sever neler yapmaktan hoşlanır, sinirlenince nasıl tepkiler verir her şeyini biliyorum. Biliyorum nasıl ağlar, nasıl sevinir, nasıl güler.(ki bir kez daha duymak için hayatımı verirdim, istemedi) Bir yabancı için ağlıyorum Yine o öyle bir yabancı ki nefret ettirse bile kendinden, şöyle hüzünlü hüzünlü bir kere baksa, geçerdi kalbimin küsü. Dokunsa vücudumun en küçük zerresine kalbimde hissederdim bu dokunuşu. Bu yabancıyı öyle kararlıymış ki yabancı olmaya, daha ilk anda düşmüş aklına gitme fikri ama bu fikir, yıllar sonra dönüşmüş eyleme. Bir yabancıyı düşünüyorum durmadan O yabancınınsa girmiş kalbine yine başka bir yabancı. İnsan her şeyinin yabancısı olur mu? Ben oldum. Ben her şeyimin yabancısı oldum Kendimin bile Ben bir yabancıyı seviyorum. Sanırım o yabancı öldü, bende öldüm. Bu ölüm çok önce gerçekleşti Yası ise yeni düştü içime İçim ise yanıyor şimdi İçinde onunla (Hamza Baran)
bazı arkadaslıklar biter, bazı asklar. keske yapmasaydım demek en kotusu mu bilmem ama pismanlık bazen de iyi olabilir. bazı seylerden cok pismanım, kendime bile itiraf etmem cok uzun surdu. psikolojik olarak yoruldum, ne zaman boyle oldum? hayatta anlik verdigimiz kararlarin zamanla ne kadar ciddi oldugunu anlamak uzucu sanirim. kendime kizmali miyim, belki evet. kendimi sevme noktasinda bazi seyleri beceremiyorum. her seyi berbat mi ediyorum? kendim icin iyi olanin ne oldugunu bilmiyorum. henuz 17yim ve hayat bazen cok hirpalayici olabiliyor. her zaman kendimi dusunmem gerektigini biliyorum ama bunu dogru sekilde yapamadigimda cok uzuluyorum ve kendime iyi davranmayi gectim, cok kiziyorum. hayat basamaklardan olusan bi merdiven, baslangici var ama sonu yok. bunu aklimdan cikarmamaya calisiyorum. her seyi deneyimleyerek ogreneceksin. ve bu ne zaman kolay oldu ki? tum hayatin, senin kendine verdigin deger kadar. bazen patlayacak gibi oluyorum, ne kadar cok icimde biriktigini fark ediyorum. ama yolun sonunda ben yine benle beraberim. kendimi affetmeliyim, boylece yoluma dogru sekilde devam edebilirim. sanki baskasinin cumlelerini kullaniyorum su an. hayat ne ara bu kadar dusundurur oldu? simdi 17, bi bakmissin 71. hayat su cumle kadar kisa ve uzun aslinda. bir ana takilip kalmamak, buyuk resmi gorebilmek lazim. kendine karsi bagislayici olmalisin. insansin, herkes oyle. hatalarin var, herkes gibi. kucuk detaylarda ve kucuk insanlarda bogulma. seni cok seviyorum kendim, ve bazen yapilabilecek en iyi sey budur.
Kalanşo çiçeğinin anlamına baktım çincede düşüp yeşeren demekmiş Düşüp nasıl yeşeriyor umut gibi sanırım insan tam umudum bitti dediğinde her şey çok güzelde olabiliyor öyle birşey sanırım. Ben bu noktanın neresindeyim onuda bilmiyorum neyse bilgi bilgidir burda dursun 🤦‍♀️
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.