Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
280 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Golem
Golem bir sanrı, bir hayal mi? Yoksa ruhtan ruha dolaşan ve her defasında farklı bir beden de hayat bulan gotik bir yaratık mı? Bu tamamen okura bırakılmış. Okur olarak biz de fantastik kara bir hikaye içinde bu soruya cevap bulmaya çalışıyoruz. (Gerçi Golem hikaye içinde çok geçmiyor ama ) 19. yüzyıl sonlarında Prag’tayız. Yahudi mahallesinde yaşayan kıymetli taş ustası Athanasius Pernath’ın bir rüya alemi içinde gerçekliğini tamamen kaybetmesi ve gerçek ile hayal arasında sıkışıp kalması sonucu, geçmişini unutması üzerine benliğini sorgulama çabası…Olayların anlatıcısı Pernath’ın yaşadığı halüsinasyonlar ile biz de neyin gerçek, neyin hayal olduğunu hikaye sürecince karıştırıyoruz. Hikayenin sonunda ise bambaşka bir sürpriz bizi bekliyor.
Golem
GolemGustav Meyrink · Can Yayınları · 2018380 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
bu kitapta hayatı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan adama yazılan bir mektup yer alır. sadece kadının, tek kişinin iç dünyasından yola çıkılarak aşkın çözümlemesi yapılır. bu da zaten, sadece stefan zweig kadar psikoloji birikimine sahip bir yazar tarafından mümkün kılınabilirdi. platonik aşkı yaşamayan biri için çok net bir şekilde platoniğin ulaşabileceği maksimum saykoluk noktasını göstermekte olup, çoluğa çocuğa okutulmaması gerektiği fikrindeyim. yazar platonikliğin ağır bir halini ele almış ve insan psikolojisinin sınırlarını, sanrı sayılabilecek düşüncelere neden olan duygularını aşırılığa kaçarak göstermeye çalışmış.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Parodi Yayınları · 2017225bin okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
Kitap incelemesi
Bana göre Tuğba Sarıünal Ahmet Ümit'in kadın versiyonu diyebiliriz. Bu kitabı da Çarpışma ve Paranoya kadar iyi sizi alıp götürüyor bir başlamışsınız kitaba birde bakmışsınız ki bitmiş. Ayrıca kitaplarındaki ters köşeler gerçekten başarılı tavsiye edilir.
Sanrı
SanrıTuğba Sarıünal · Destek Yayınları · 2015769 okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Okuması çok zevkli ve akıcı bir kitaptı. İlk kez tanıştığım yazar, dilini benimseyebilir miyim diye korkumamın yersiz olduğunu gösterdi bana. Perutz'un kitabının çıkar çıkmaz yasaklanması çok anlaşılır, çünkü kitleleri zehirlemekten bahseden, toplumun büyülenip din adına yapabileceklerini eleştiren ve bunu yaparken de güldüren bir öyküsü var.
Şeytan Tozu
Şeytan TozuLeo Perutz · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,497 okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
Maupassant'ın korkuyla harmanladığı öykülerine bayıldım.Kitapta yirmi altı öykü yer alıyor.1875'ten 1890'a kadar(25 yaşından 40 yaşına kadar)300'ün üzerinde öykü yazmış.Bu öyküler o dönemin en ünlü gazeteleri olan Gil Blass,Le Gaulois ve Le Figaro'da yayımlanmış.Maupassant, olay örgüsü'nü ön plana çıkaran yazarlardan.1877'de frengiye
Horla ve Karanlık Öyküler
Horla ve Karanlık ÖykülerGuy de Maupassant · İthaki Yayınları · 2017193 okunma
310 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Aralık ayının ilk betiği (2020 yılında okuduğum 93.betik)
Aralık ayının seçkisi olarak bir bilimkurgu öykü seçkisi okudum. Bilimkurgu öyküleri okurken çok zevk alıyorum. Keşke uzay operası ve öd yolculuğu türünden eserler olsaydı harika olurdu. Olsun bu seçki sayesinde özlediğim Tevfik Uyar kalemini okuyarak özlemimi giderdim. Dünya Utanç Günü (Ruhşen Doğan NAR); Öyle bir yapay zekaya ancak biz böyle
Yeryüzü Müzesi
Yeryüzü MüzesiKolektif · İthaki Yayınları · 2018122 okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Kuyunun Dibindekiler
Eda sıradan bir yaşam, aynı dünyadaki diğer yaşamlar gibi. Bu sıradan yaşam içinde üç ayrı mekan, üç ayrı ülke arasında savruluyor. Sürekli bir arayış içinde, onu hayatta tutacak anlamlar bulmaya çalışıyor. Eksik bir yapboz gibi sürekli kayıp olan parçası için koşturup duruyor. Parçalı bir ailesi, o aileden geriye kalan ayrı ayrı acıları, yine aynı şekilde parçalı aşk hikayeleri var. Biz de Eda savrulurken neler yaşadı, başından neler geçti, onu uçurum kıyısına ne itti, bunu okuyoruz. Sanrılarına şahit oluyoruz. . Kitapta sürekli bir gizem havası hakimdi, belki polisiye bir kitap değildi ama Eda’nın kendine has esrarengiz bir anlatımı vardı. Her bölüm sonunda öncesinde ne oldu, sonrasında ne oldu diye düşündürüp durdu. Özellikle kendi kendine olan iç konuşmaları yer yer güldürürken çoğu zaman içindeki yangının sebebini çok iyi anlattı. Hikayesinin sonuna kadar ait olacak bir yer aradı kendine. Bir ülkeden diğerine savruluşu da en çok bu aitlik arayışıydı. Ne tamamen umutsuz ne de tamamen hayata bağlıydı. Eda tam bir griydi. Bu grilik içinde onu kurtaracak bir dal, elinden tutacak başka bir el bulmak istedi. Fakat tuttuğu bazı dallar ellerinde kaldı. . Yazar güçlü kalemiyle bizi aslında yavaş yavaş sona hazırlıyor. En başta, sondan bir sahne verilmiş olması da kitabın dinamizmini aşırı yüksek tutuyor. Çünkü sürekli o sahnenin nereye bağlanabileceğini kurgulayıp duruyorsunuz. Sonunu okuduğunuz da ise ben bir sanrı mı yaşadım, yoksa bu gerçekten oldu mu diye düşünüyorsunuz. Eda’nın sanrılarına ortak olmak isteyen varsa ilk sayfayı aralayabilir. Gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
Kurtlu Kuyu
Kurtlu KuyuSevde Tuba Özsaygın · Dağhan Külegeç Yayınları · 202023 okunma
429 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.