Gözleri görmeyen Nimet ile Cesur, şehrin öbür ucundan her gün balon satmaya gelen Duran, gizemli Doktor, Pislik Ateş, Dürümcü Baba, Şapkacı Bacı, Battal kısacası Rüzgarlı Pazar'ın tüm sakinleri bu hikayede:) Yoksul insanları anlatıyor Kutlu. Çoğu iş bulup çalışmak için Anadolu'dan göç etmiş, yersiz yurtsuz kalmış insanlar. Her biri 'ben çektim evladım çekmesin' düşüncesiyle çırpınıyor. Çünkü yoksulluk en çok çocukları etkiliyor. Neyseki kendileri gibi temiz yürekli insanlar kol kanat geriyor onlara, ellerinden geldiğince.
Hikayeye baktığımızda mekanlar tanıdık, insanlar tanıdık ama böylesine tanıdık bir hikayeyi masal tadında anlatmak tam da Mustafa Kutlu'dan beklenen bir mağfiret. Herkese tavsiye ederim.
Kalpsiz yazarın bir önceki Ay Günlüğü serisine göre oldukça farklı. Yine bir masalın değiştirilmiş hali ama oldukça fantastik ve ilk seriye oranla daha masalsı. Alice Harikalar Diyarında'ki meşhur kötü Kupa Kraliçesi hakkında. Ne yaşamışta bu kadın böyle olmuş? sorusunun cevabını kendi usulüyle vermiş yazar. Ben içerik itibariyle Levana'ya çok
Alice: Lütfen söyler misin bana, buradan ne yana gidebilirim?
Kedi: Bu gitmek istediğin yere bağlı.
Alice: Neresi olursa olsun, önemi yok.
Kedi: O zaman ne yana gitsen olur.
Alice: Yeter ki bir yere varayım.
Kedi: Tabii varırsın. Yürümekten yılmazsan, bir yere varırsın elbet
Alice: Buralarda nasıl insanlar oturuyor?
Kedi: Şurada bir Şapkacı oturur, şurada bir Mart Tavşanı. Hangisine istersen git; ikisi de delidir
Alice: Ben deliler arasında ne yapayım?
Kedi: Başka çaren yok ki, hepimiz deliyiz burada. Ben deliyim. Sen delisin.
Alice: Benim deli olduğumu nereden çıkarıyorsun?
Kedi: Mutlaka delisindir.Yoksa burada ne işin var?…