Biz insanlar için, der Heidegger, zaman şimdinin içinden geçerek bir geçmişten bir geleceğe düzgün bir geçiş olarak tasavvur edildiğinde doğru anlaşılmış olmaz, nasıl ki ölüm hayat ipliğinin kesilmesinden ibaret olarak düşünüldüğünde doğru anlaşılmadığı gibi. Zaman akmaz, bizi sürüklemez; o Bergson'un sandığı şey değildir. Şimdiki ânın tecrübe edebileceğimizin ve içinde yaşayabileceğimizin tamamı olduğunu düşünmeliyiz. Şimdiki an dünyanın bütün zenginliğini ve tecrübenin bütün bilkuvveliğini içinde barındırır. Geçmiş ve gelecek bilincimizde şimdi içerisinde ve gerçek anlamda yalnızca orada taşınır. Geçmiş, "olmuş" şimdimiz üzerinde sınırlayıcı bir ağırlık, gelecek,
"henüz değil" özgürleştirici, serbest bırakıcı güç işlevi görür. Bir başka ifadeyle gelecek eğer dışımızdaki, takvim veya saat zamanı olarak değil tecrübe edilmiş zaman dilimi olarak şimdinin bir parçası gibi anlaşılırsa özgürleştirici olabilir.
Öncelikle kitabı çok sevdiğimi söylemeliyim. Bir Schopenhauer kitabı için inceleme yazma haddini kendimde görmeyerek ilk inceleme yazısını da yazmış olma sorumluluğunu alıyorum.Açıkçası Schopenhauer okurken her zaman yaşadığım sorun olan,bir cümleyi bazen birkaç kez okuma durumu beni bazen zorlasa da onun dil ve anlatımındaki derinliğinden