Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.
"Karamsarlar, mutlu hayalperestlerdir. Onlar kendi görüntülerinden yaratırlar ve evde olduklarını hissetmeyi daima becerirler. Beni en çok üzen şey, dünyanın koşuşturması ve neşesi ile kendi üzüntüm, kendi bunalmış sessizliğim arasındaki fark."