Biteceği en baştan belli olan bir aşkı konu ediyor. Romanı başka aşk romanlarından ayıran ve çok okunup sevilmesini sağlayan en önemli etmenlere baktığımızda. Roman modern insanın beklentilerini karşılıyor. Gizemli bir havayla dolu, kolaylıkla kendi yaşamlarındaki yarım kalmış ilişkilere benzetebilecekleri bir aşk ilişkisi okuyor okurlar.
Sessiz sakin bir adam olan Raif Efendi öne çıkıyor ilk başta. Herkese bey denilen bir yerde efendi olarak anılan bu etrafından etkilenmeyen tavırlarıyla anlatıcının ,sonra onun üzerinden de okurun ilgisini çekiyor. Raif Efendi ile ilgili şeyleri öğrendikçe bu merak artıyor.
Daha sonra, Raif Efendinin hassasiyetiyle, çekingenliğinin ışığında Maria Puder 'i tanıyoruz. Dikkatli gözlerle bakıldığında iki karakterin de davranışlarında yaşanmışlıklar olduğu görülebilir. Kalabalıklar içinde yalnız kalma, ruh eşini bulma ve anlaşılma ikinci bölümde genişçe ele alınır.
okurken elinizden bırakamayacağınız harika bir roman, Okuduktan sonra KÜRK MANTOLU MADONNA'nın bu ünü hakkettiğini göreceksiniz. Sebahattin Ali farkı ortaya çıkıyor.
Ve bir kitabın daha sonuna geldim, tabi Sebahattin Ali olunca hiç sonu olmasını istemem. Yazarın bu hikâyesini oldukça fevkalade buluyor ve bu hikâyenin beni ne kadar etkiledigini ifâde edemem. Zaten Sebahattin Ali denilince aklıma hep eksik hep yarım kalmış bir hayatı anımsatıyor bana, ki zaten öyle bir hayat yaşamış. Bu eseride tıpkı hayatı gibi eksik kalmış olduğunu kanaatindeyim. Ben inceleme yapmayı pek beceremem ya da çok konuşan bir insan olmadığım için biraz da içine kapanık biri olduğumdan olsa gerek. Yani düşündüklerimi, anladıklarımı, hissettiklerimi bir an olsun dışarıya iyi bir ifâde ile yansitamiyorum... Belki de kendimi ifâde edecek söz bulamıyorumdur... Kitabın içeriğini buraya aktarmıyorum. Ama hunharca okumanızı tavsiye ediyorum.
Sebahattin Ali'nin Kürk mantolu Madonna kitabında Hayatıma tercüman olan şöyle bir yer okudum.
Diyor ki ; Demek ki İnsanlar benden İNANMAK Kabiliyetini Almışlar.
Bence bu söz İnsanlara olan bu güvensizliğimin en Açıklayıcı Tanımı.
Sebahattin Ali ile yıllar evvel ‘Kürk Mantolu Madonna’ ile tanışmıştım. O zamanlar okuduğumda bende çokta iyi bir etki bırakmayan yazarımıza tekrar şans vermek istedim ve bu sefer yıldızımız barıştı sanırım. Kısacası ‘Kuyucaklı Yusuf’ u, ‘Kürk Mantolu Madonna dan daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Yazarımız çok samimane bir eser bırakmış bizlere. Yurdum insanından oluşan bizlerden bir hikaye. Kitabı okurken sanki karşımda Anadolu insanından bir nefer oturmuş da soba başında odun çıtırtıları eşliğinde hikaye anlatır gibiydi. Ben severek ve merakla okudum. Artık diğer eserlerini de okumak isterim. Sevgiyle kalın. İyi okumalar.
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,9bin okunma
Tesadüf seni karşıma çıkarmasaydı,
Gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim.
Sen bana dünyada başka bir hayatında mevcut olduğunu
Benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.
Şu ana kadar okuduğum kitaplar arasında, insan hissiyatını bu kadar derinden anlayıp, etkileyici bir şekilde okuyucuya sunan ender romanlardan biri oldu benim için.
Değerli yazarımız Sabahattin Ali; Raif efendi ve Maria Puder karakterleriyle hayat verdiği bu kitapta, müthiş anlatım üslûbu ve harikulâde duygu tasvirleriyle, beni oldukça etkiledi..
Sabahattin Ali ile tanışmak bu kitaba kısmetmiş. Sabahattin Ali artık benim için ilk sırada ve bütün kitaplarını okumayı istiyorum. Kitaba gelecek olursam, anlatılmaz okunur! ne desem, ne söylesem bir şeyler eksik kalacak.. İki farklı kültürün, iki farklı insanını aynı noktada buluşturan ve bunun sonucunda ölümsüz aşkı bulan iki insanın hikâyesi.. Ne büyük aşıksın sen! Dünyaya Raif efendi ve Maria Puder gibi aşıklar gerek.. Herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm Sebahattin Ali klasiği. Kesinlikle okumalısınız. Okuyun! Okutun! Sevdiklerinize hediye edin!
.
.
.
Bol okumalarımız olsun dostlar, sevgiyle kalın
Uzun zamandır kütüphanemde dursada hep ertelediğim kitaplardan biriydi Kürk Mantolu Madonna.. Sebahattin Alinin o muhteşem betimleme sanatının zirvelerini gösterdiği bir kitap olmuş.. Raifle Berlini sokak sokak gezdim desem yalan sayılmaz heralde...
Üzdü ama bir o kadarda düşündürdü beni "kendini gereksiz hissetmek yokluğu ve varlığının kimse için birşey ifade etmeyeceği vehmiyle bir hayatı yaşamak...." mecburiyeti...
Aranan, bulunan sonra da yeniden ve daha derinden kaybedilen bir (aşkın) yaşama arzunun hikayesi...
Kitabın ismini o kadar çok duymuştum ki bu da bende ön yargı oluşturdu. Bu zamana kadar okumama sebebimde buydu sanırım. Sebahattin Ali'nin okuduğum ilk kitabı.
Pişmanlığın, yanlızlığın, hüznün, ayrılığın çok derin anlatıldığı bir kitap okudum. Yer yer Raif Efendi' nin pasifliğine sinir olsam da genel olarak sevdim kitabı.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, Benim de bir ruhum bulunduğunu öğret.
Kürk mantolu Madonna-Sebahattin Ali