Hazine dairesi ve kutsal emanetlerin olduğu bölüme geçmek istediğimi söyledim. "Bu mümkün değil! " dedi Ahmet, oraya ancak özel izinle geçilebilir, bu da benim boyumu aşar! " Halbuki gece boyu istediğimiz yere girip çıkabiliyorduk! " Hem kutsal emanetler bölümünde 24 saat Kur'an-ı Kerim okunuyor." dedi. " 24 saat mi dedim gerçekten!" " Hem de Asırlardır." oldu cevabı.
8. yüzyılda olan olaylar! 8. Yüzyıl ayrı değerlendirilmesi gereken bir konu. Bu yüzyılda Hristiyanlık tarihine damgasını vuran ikona kırıcılık günleri yaşanıyordu. Dönemin Roma imparatoru 5. Constantinus, kiliselerde sonradan ortaya çıkıp hızla yayılan ikonalara karşı savaş açmıştı.
- İkonalar derken?
- Kilise duvarlarında, tavanında, içinde yer alan resim, heykel ve figürler yok mu?
- Evet!
- İşte bütün bunları yasakladı. 5.Constantinus; Hristiyanlığın doğduğu ilk günlerde, özellikle Hazreti İsa zamanında bu tür resim ve ikonalara yer verilmediğini, bunların sonradan türediğini biliyordu.
Dinin Özünde ikona ve resimlere yer verilmemesi gerektiği kararını vurgulayan İmparator, bunların pagan dinine dönüşü simgelediğini farkındaydı. Kesin bir kararla, halktan ve bazı din adamlarından gelen itirazlara rağmen, ikona kırıcı dönem başladı.
Kaburgalarımı kırılmıştı acaba Olcay komiserin üzerine düştüğüm için nokta bunun için üzülecek halim yoktu, beni seviyorsa taşa bilmesi de gerekirdi herhalde.
Katledilen bedenler, hapse girecek onca insan, kana bulanmış eller, tarihe bulaşmış bir leke el izleri, soğuk sütunlara vurulmuş körpe canlar; neyi bulmak, neyi ortaya çıkarmak istiyorlardı ya da saklamak yok etmek. Haçlı istilasından sonra defalarca altı üstüne getirilmiş didik didik edilmiş bir kent neydi hala bulunamayan, sonra bunun Deli Hacı ile ne ilgisi vardı, Cellat'la, Cellat Mezarlığı Koleksiyoncu ile Koleksiyoncu'nun kızı ile bir zor zamanda adanan adak mıydı gerçekten kızlar? Bir Cellat işi başı kesilen adamlar! Apollon'un önemi neydi Apollon uğruna kesilen başlar! Onun baş ve kollarını koparmakla mı cam damarlarına dokunmuştu Constantin? Onun adına yapılan tapınakları yıkmakla! Yerine yaptığı mabetler miydi göze batan, hasretle, hırsla, kinle, nefretle bakan gözler bir dağı devirecek kadar keskin miydi? Bir canı bir canana adayacak kadar! Nasıl bulaştırmışlardı sonra bu çocukları bu işlerin içine ?
likes his peace and quiet.
Sayfa 15 - vintage publishingKitabı okuyor
