Platon da devletlerin mutlu olması için her şeyden önce felsefecilerin kral, kralların da felsefeci olması gerektiğini söyler. Demek ki filozoflar düşüncelerini krallarla paylaşmaya tenezzül etmedikçe, mutluluktan ne kadar uzak olacağız, değil mi?
Kütüphaneye girince maymun iştahlı oluyorum ben. Bir kitabı bitirmişsem ve lezzetliyse, yazarın başka kitabını mı okusam, başka tatlar mı arasam ikileminde vakit geçiyor epey..
Sonra bir kitaba başlıyorum eninde sonunda. Bu sefer de acaba diğeri daha mi iyiydi diye yeni bir ikilem başlıyor içimde, o kitabın içine girene kadar..
Nedir bu bilmiyorum..
Var mı benim gibi böyle..
Ne zaman Jack London okusam, yaşadığım an'dan kopuk dünyamdan uzaklaşıp ruhumdaki vahşi doğaya çekiliyorum. Jack London okuyana kadar fark etmediğim şeyler olduğunu anladım içimde . Bir hayvan sevgisinden öte, ruhumda bir kurt olduğunu sadece ben mi sezdim acaba! Yoksa her okuyucu için mi böyle.. Doğaya evrilme isteği, unuttuğumuz öze dönme isteği, doğadan uzaklaşmış hissetmenin hüznü.... Bir sürü sebeple bence herkes bir şeyler yakalamıştır...Sorgulaması uzun sürecek belli...
Daha çok Jack London okuma isteği uyandırdı yine ve yine...
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,1bin okunma