"Tabii ki o zamanlar ortalıkta ayı falan olmazdı. Hayır efendim, olmazdı. Hatta insanlar kafeste tutulan ayıları görmek için üstüne para verirdi; sayıları o kadar azalmıştı."
Ne yapıyorsunuz? Daha doğrusu, neden hiçbir şey yapmıyorsunuz? Neden hayatı düzenlemek için çalışmıyor musunuz? Neden parazitler, haydutlar ya da hayatını çarçur edenler gibi yaşıyorsunuz? Ve nasıl oluyor da utanmıyorsunuz? Hayatınızı baştan bir sanatçı gibi kurabilecekken solucan gibi sürünüyor, hayatı kokuşmuş bir çöplüğe çeviriyorsunuz.
Milyonlarca insan fiziksel, zihinsel ve ahlaki olarak çürüyor ve kimse bu kokuşmuşluğu hissetmiyor. Herkes alışmış ve bunu kabullenmiş görünüyor.
Böyle mi olmalı?
Milyonlarca insan derin bir sefalet içinde doğuyor, yaşıyor ve ölüyor. Böyle olması gerekiyor mu? Doğuştan zeki milyonlarca insan hayatları boyunca hayvanlar gibi cahil yaşamaya mahkum bırakılıyor. Sayısız küçük kardeşiniz kalabalığa, acımasızlığı teslim ediliyor. Peki böyle mi olmalı?
'Evet, böyle olmalıdır,' derseniz sarf ettiğiniz bu iğrenç sözlerden utanmaz mısınız?
"Eskiden pek canına yetmeyince, kendini bir işte son derece haklı görmeyince bağırıp çağırmazdı. Şimdi bazen hiç sebep yokken de olmayacak bir şeyi parmağına dolandığı, bir çocuk inadıyla önüne geleni haşladığı oluyordu."