Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bir şey daha var: Küçük şekerportakalı fidanını hemen kesmeyecekler, kesildiğinde de sen çok uzaklarda olacaksın, fark etmeyeceksin bile.” Hıçkırarak bacaklarına sarıldım. “Bu artık bir şeye yaramaz, baba; hiçbir şeye yaramaz…” Benimkiler gibi yaşlarla dolan gözlerine bakarak bir ölü gibi mırıldandım: “Onu kestiler bile, baba; benim küçük şekerportakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor.” *(Ahhh yüreğim buruk, göz yaşım durmuyor.)
- Biliyor musun, insanları öldürüyorum portuga. - Bunu nasıl yapıyorsun Zeze? - Onları unutarak. | #şekerportakalı |
Reklam
Hep öyle hatırlanıyorsun Zeze
"Zeze yok artık. Geçmişteki budala çocuktu o. Bir sokak çocuğu adıydı... Şimdi çok değiştim. Terbiyeli, kibar bir çocuğum ben..." -"Ve hüzünlü. Özellikle hüzünlü. Belki de yeryüzünün en hüzünlü çocuklarından biri, değil mi?" "Biliyorum." -"Yeniden Zeze olmak ister miydin?" "Hayatta hiçbir şeyi geri gelmez. Bir bakıma, isterdim. Bir bakıma da, hayır. O sürekli dayak yeme ve aç kalma hikâyesi..." Hep peşimden gelmek isteyen o eski acıyı anımsıyordum. Yeniden Zeze olmak, bir şekerportakalı fidanı edinmek, Portuga'yı yine yitirmek mi? -"İtiraf et gerçeği. O sıralar, uzun süreden beri duymadığın bir şeyin vardı. Minimini ve çok iyi bir şey: sevgi."
Onu kestiler bile, baba; benim Küçük şekerportakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor.
"Onu kestiler bile, baba; benim küçük şekerportakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor."
Sayfa 199Kitabı okudu
Ama ben hiçbirini sevmiyordum. Ne bunu, ne öbürünü, hiçbirini. Çok dikenliydiler. Bu çirkin şeylerin yerine ben şekerportakalı fidanı yeğlerim. Nerede? Gösterdim. AH! Ne güzel bir şekerportakalı fidanı! Diye bağırdı. Bak bir tane bile dikeni yok. Hem öyle kişilik sahibi ki, uzaktan bile şekerportakalı fidanı olduğu anlaşılıyor. Senin boyunda olsam başka şey istemezdim.
Reklam
"Minguinho, benim şekerportakalı fidanım. Çok sevdiğim günler ona 'Xururuca' derim."
“Gerektiği gibi aramayı bilmiyorsun. Dur, ben sana bir ağaç bulacağım.” Hemen benimle geldi. Portakal ağaçlarını inceledi. “Şunu sevmiyor musun? Bak, ne güzel bir portakal ağacı.” Ama ben hiçbirini sevmiyordum. Ne bunu, ne öbürünü, hiçbirini. Çok dikenliydiler. “Bu çirkin şeylerin yerine ben şekerportakalı fidanını yeğlerim.” “Nerede?” Gösterdim. “Ah! Ne güzel bir şekerportakalı fidanı!” diye bağırdı. “Bak, bir tane bile dikeni yok. Hem de öyle kişilik sahibi ki, uzaktan bile şekerportakalı fidanı olduğu anlaşılıyor.
335 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.