Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Gerektiği gibi aramayı bilmiyorsun. Dur, ben sana bir ağaç bulacağım.” Hemen benimle geldi. Portakal ağaçlarını inceledi. “Şunu sevmiyor musun? Bak, ne güzel bir portakal ağacı.” Ama ben hiçbirini sevmiyordum. Ne bunu, ne öbürünü, hiçbirini. Çok dikenliydiler. “Bu çirkin şeylerin yerine ben şekerportakalı fidanını yeğlerim.” “Nerede?” Gösterdim. “Ah! Ne güzel bir şekerportakalı fidanı!” diye bağırdı. “Bak, bir tane bile dikeni yok. Hem de öyle kişilik sahibi ki, uzaktan bile şekerportakalı fidanı olduğu anlaşılıyor.
Sayfa 27
Hep öyle hatırlanıyorsun Zeze
"Zeze yok artık. Geçmişteki budala çocuktu o. Bir sokak çocuğu adıydı... Şimdi çok değiştim. Terbiyeli, kibar bir çocuğum ben..." -"Ve hüzünlü. Özellikle hüzünlü. Belki de yeryüzünün en hüzünlü çocuklarından biri, değil mi?" "Biliyorum." -"Yeniden Zeze olmak ister miydin?" "Hayatta hiçbir şeyi geri gelmez. Bir bakıma, isterdim. Bir bakıma da, hayır. O sürekli dayak yeme ve aç kalma hikâyesi..." Hep peşimden gelmek isteyen o eski acıyı anımsıyordum. Yeniden Zeze olmak, bir şekerportakalı fidanı edinmek, Portuga'yı yine yitirmek mi? -"İtiraf et gerçeği. O sıralar, uzun süreden beri duymadığın bir şeyin vardı. Minimini ve çok iyi bir şey: sevgi."
Reklam
"Ya ben sana ne diyeceğim? Zeze mi?" "Rica ederim. Zeze yok artık. Geçmişteki budala çocuktu o. Bir sokak çocuğu adıydı... Şimdi çok değiştim. Terbiyeli, kibar bir çocuğum ben..." "Ve hüzünlü. Özellikle hüzünlü. Belki de yeryüzünün en hüzünlü çocuklarından biri, değil mi?" "Biliyorum." "Yeniden Zeze olmak ister miydin?" "Hayatta hiçbir şeyi geri gelmez. Bir bakıma, isterdim. Bir bakıma da, hayır. O sürekli dayak yeme ve aç kalma hikâyesi..." Hep peşimden gelmek isteyen o eski acıyı anımsıyordum. Yeniden Zeze olmak, bir şekerportakalı fidanı edinmek, Portuga'yı yine yitirmek mi? "İtiraf et gerçeği. O sıralar, uzun süreden beri duymadığın bir şeyin vardı. Minimini ve çok iyi bir şey: Sevgi." Cesaretim kırılmış olarak başımla onayladım. "Her şey yitirilmiş sayılmaz. Hâlâ birtakım şeylere olan sevgin duruyor..."
~ Herkesin Bir Şekerportakalı Olabilse...! ~
"Minguinho, benim şekerportakalı fidanım. Çok sevdiğim günler ona 'Xururuca' derim."
"Ya ben sana ne diyeceğim? Zeze mi?" "Rica ederim. Zeze yok artık. Geçmişteki budala çocuktu o. Bir sokak çocuğu adıydı.. Şimdi çok değiştim. Terbiyeli, kibar bir çocuğum ben..." "Ve hüzünlü. Özellikle hüzünlü. Belki de yeryüzünün en hüzünlü çocuklarından biri, değil mi?" "Biliyorum." "Yeniden Zeze olmak ister miydin?" "Hayatta hiçbir şeyi geri gelmez. Bir bakıma, isterdim. Bir bakıma da, hayır. O sürekli dayak yeme ve aç kalma hikâyesi..." Hep peşimden gelmek isteyen o eski acıyı anımsıyordum. Yeniden Zeze olmak, bir şekerportakalı fidanı edinmek, Portuga'yı yine yitirmek mi? "İtiraf et gerçeği. O sıralar, uzun süreden beri duymadığın bir şeyin vardı. Minimini ve çok iyi bir şey: Sevgi." "Her şey yitirilmiş sayılmaz. Hâlâ birtakım şeylere olan sevgin duruyor, yoksa benimle böyle gevezelik edemezdin."
Reklam
En iyisi, şekerportakalı fidanımın küçücük gölgesine sığınmaktı...
- Çok canın acıyacak Zeze - Zaten çok acıyor. #şekerportakalı
"Onu kestiler bile, baba; benim küçük şekerportakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor."
335 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.