Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birçok kişi hacca gitmek gibi günah bağışlatıcı bir eyleme girişmeden önce nefislerini dizginlemeleri gerek­tiğini gözardı ediyordu; hacca gitmek Tanrı tarafından bağışlanmak için yeterliymiş gibi davranıyorlardı. Luther'in karşı çıktığı skandal da buydu ve karşı çıkan ilk kişi o değildi kesinlikle.
Diyelim ki modern biri depresyonda, me­lankolik hissediyor. Ona deniyor ki: Sadece vücut kimyan yüzünden böyle hissediyorsun, açsın veya hormona! bir bozukluğun vs. var. He­men rahatlıyor. Fiilen gayrimeşru ilan edilen bu histen artık uzakla­şabilir. "Şeyler"de aslında böyle bir anlam yoktur; öyle hissedilirler sadece ve bu, şeylerin anlamından tümüyle bağımsız bir nedensel ey­lemin sonucudur. Bu bağlantısızlaştırma hamlesi modern zihin/beden ayrımıyla ve fizikselin "sadece" psişiğin muhtemel bir nedeni olmaya indirgenişiyle ilişkilidir.
Reklam
"Cehennemden korkan oraya doğru koşar. "
Çünkü akıl, bizi yanılsamadan ve içgüdünün kör güçlerinden, aynı zamanda korkularımızdan, dar görüşlülükten ve korkaklıktan kaynaklanan fantezilerden kurtarabilen eleştirel bir güç olarak görülür. Tamlığa en yakın şey bu akıl gücündedir ve tümüyle bize aittir, çoğunlukla kahramanca olan kendi eylemlerimizle gelişir. (Bu noktada genellikle modern "bilimsel" aklın devlerinin isimleri sayılır: Kopernik, Darwin, Freud.)
Medenilik insanın kendi üstünde çalışmasını, şeyleri olduğu gibi bırakmamayı, onları değiştirmeyi gerektirir. Kendimizi yeniden biçimlendirmek için mücadele etmemizi gerektirir.
fazla realizm de iğrenç :D
"Bedenin güzelliği tümüyle deridedir. insanlar derinin altındakileri görebilseler, ki Boethia' da vaşakların görebildiği söylenir, kadınların görünüşünü mide bulandırıcı bulurlardı. Kadının cazibesi sümüksü maddelerden ve kandan, sıvılardan ve safradan ibarettir. Burun deliklerinin, boğazın ve karnın içindekileri düşünün: sadece pislik ... Kusmuğa ve dışkıya parmak uçlarımızla bile dokunamadığımız halde, pislik torbasına sarılmayı nasıl arzu edebiliyoruz?"
Reklam
İnsan gönencinin ötesine ilişkin amaçların ya da iddiaların, yani aşkınlığın naif kabulüne son verme­sidir. Ama bu, geçmişteki dinsel değişimlerden çok farklıdır; eskiden naif bir ufkun yerini bir başkası alır veya iki farklı ufuk bağdaşarak birbirleri içinde erirdi. Örneğin Türklerin fethinden sonra Anado­lu'nun Hıristiyanlıktan İslam'a geçmesinde olduğu gibi. Oysa artık naiflik ister inançlı ister inançsız olsun, kimse için mümkün değildir.
“Ve en iyinin yozlaşması en kötüsüdür.“ (Corruptio optimi pessima.)
Hepimizin bildiği gibi "seküler" sözcüğü "saeculum'dan", yani yüzyıldan veya çağdan gelir.
Nabza göre şerbet
Orta­ çağda Avrupa'nın çoğu bölgesinde fahişeliğe tolerans gösteriliyordu; fahişelik düzen bozucu sonuçları olan zina ve tecavüze karşı makul bir önlem gibi görünmekteydi. Hatta Konstanz Konsili şehre akın eden kalabalıklar için geçici genelevler kurulmasını organize etmişti. Ancak yeni dindarlık temayülleri cinsel saflığı vurgulama ve ana oda­ğı şiddet ve toplumsal bölünme günahlarından uzaklaştırma eğilimin­deydi. Dolayısıyla fahişeliğe yaklaşım da değişir. Göz yummak hayal bile edilemez hale gelir ve derinden rahatsız edicidir. İlgiyle tiksinti karışımı bir his ortaya çıkar ve düşkün kadınları kurtarmaya yönelik yaygın ve süreğen çabalarla kendini ifade eder. Bu durumun sürmesi­ne göz yumulamaz, eyleme geçilmelidir.
353 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.