Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Geleneksel Kültür içinde Selamlaşma
Geleneksel kültür içinde, "selam vermek" ve "selam almak", toplumsal yaşamın önemli bir parçasıydı. Kahveye giren biri, "Selamünaleyküm," dediği zaman kahvedeki herkes ona, "Aleykümselam!" diye karşılık verirdi. Selam vermek sünnet, verilen selamı almak farz olarak düşünülürdü. Selamlaşmak,
Karizmanın, adamlığın vücüd bulmuş hali Cübbeli hocam bir marka :)
Selam verilmeyecek adama “günaydın” derim. Adam Ermeni,Yahudi ben ona “Selamün Aleyküm” diyemem ki.
Reklam
(...) Türkiye ise 1950'den sonra korka korka İslâm ülkelerine "Günaydın" diyebildi. Bu bile binbir tenkide yol açtı. Eğer "selamun aleyküm" deseydik, devrimler, laiklik, batılılaşma, çağdaşlaşma elden gidiyor diye kıyamet koparılırdı. Biz selamun aleyküm diyemedik, İslâm ülkeleri de günaydın'ı anlamadı, böylece birbirimizden uzak kaldık.
Sayfa 257 - Timaş Yayınları, 16. Baskı
Uydur uydur söyle hesabı!
Selamün Aleyküm” Gitti, “günaydın-tünaydın” geldİ, Uydur uydur söyle hesabı! Müslüman olduğumuz tarihten itibaren (Dokuzuncu Yüzyıl) dilimize yerleşen “Müslüman Selâmı” (Arapça kökenlidir, ama tıpkı ezan gibi, tüm dünya Müslümanlarının evrensel iletişimidir), 1930’lu yıllarda değiştirildi. Önce askerlere ve memurlara “yeni selam” mecburiyeti getirildi, ardından herkese dayatıldı (şapka konusunda da durum aynıdır). Fransızca’dan çevirip önümüze koydular: “Bonjour”!.. “Selamün Aleyküm” Gitti, “günaydın-tünaydın” geldi… Uydur uydur söyle hesabı! Yavuz Bahadıroğlu
Günaydın” Değil, “Selâmün Aleyküm”! Müslümanca” Selamlaş
“Günaydın” Değil, “Selâmün Aleyküm”! “Takvim Devrimi”, “Ay Devrimi”, “Gün Devrimi”, “Saat Devrimi”, “Ezan Devrimi”, “Dil Devrimi, “Kıyafet Devrimi” ve “Selam Devrimi”… “Selamün Aleyküm” gitti, “günaydın-tünaydın” geldi… “Allahaısmarladık” yerine “esen kal”!.. “Allah’a emanet ol” yerine “güle güle”… “Allah rahmet eylesin” yerine “başın sağ olsun”… “Nur içinde yatsın” yerine de “ışıklar içinde yatsın”! “Elektrikler kesilirse ne olacak?” diye merak ediyor, insan! Vakti zamanında hayreti (hayretimizi “Allah Allah” diye ifade ederdik), hatta öfkesi (öfkelendiğimizde “Hasbunallah” çekerdik) bile zikir kokan millet, git gide içinde Allah geçen kelimelerden uzaklaştırıldı. Müslüman olduğumuz tarihten itibaren (Dokuzuncu Yüzyıl) dilimize yerleşen “Müslüman Selâmı” (Arapça kökenlidir, ama tıpkı ezan gibi, tüm dünya Müslümanlarının evrensel iletişimidir), 1930’lu yıllarda değiştirildi. Önce askerlere ve memurlara “yeni selam” mecburiyeti getirildi, ardından herkese dayatıldı (şapka konusunda da durum aynıdır). Fransızca’dan çevirip önümüze koydular: “Bonjour”!.. Uydur uydur söyle hesabı! Ben yadırgıyorum. Çünkü Müslüman selamı, tıpkı Ezan-ı Muhammedi gibi, Müslümanların “ortak dili”dir. Bir nevi paroladır. Müslüman selamı Müslümanlar arasında kardeşlik köprüsüdür. Selamın ve ezanın değiştirilmesi (başka herhangi bir dilde okunması) ise bu köprünün yıkılması, ortak dilin yok edilmesi anlamına gelir. Öyleyse ısrarla “Müslümanca” selamlaşmaya Devam. Yavuz Bahadıroğlu
Reklam
Hocaya sormuşlar: Hocam günaydın ile selamün aleyküm arasında ne fark var? Hoca: “Günaydın sadece hava raporudur. Havanın aydınlık olduğunu anlatır. Selamün aleyküme gelince; Selam Allah’ın ismidir. Allah’ın Selamı, rahmeti, bereketi, mağfireti, meleklerin duaları, istiğfarları, Peygamberlerin, Allah dostlarının, müminlerin duaları, istiğfarları üzerinize olsun, Allah sizi cennetine alsın demektir.”
Selamün Aleyküm, hayırlı sabahlar..
N’ideydim zülf-ü leylâyı, n’ideydim çeşmi şehlâyı, N’ideydim başka sevdâyı, sana sûzân olaydım Yâr. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hz.🌹 youtu.be/-UrkxwPkxUQ🌹
SELAMÜN ALEYKÜM, HAYIRLI SABAHLAR
* * * Zamana bırakmak nedir, Ya o zaman hiç kalmamışsa!.. Henüz vakit varken🌿 youtu.be/99LwWF6zT_A🌿
262 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.