İlk baskısı 1936 yılında yapılan bu güzel eser, alışılmış İstanbul ve deniz ortamından farklı olarak daha çok köylerde geçen 19 hikayeden oluşuyor. Her bir hikayede sıradan insanların sıradan duygularını ve hayatlarını anlatmaya devam ediyor üstad. Ölümü, kayıpları, insansızlığı, çaresizliği ama yine de umut etmeyi basit bir dilde anlatıyor.
Her bir satırıyla çok değerli. Bir semaverden, bir ipekli mendilden, bir karanfilden ne yaşamlar ortaya döküyor...
Semaver, Babamın ikinci evi, Bohça, İpekli Mendil en çok etkileyenler oldu beni.