Sonra en ağır, en boğuk konuşmasıyla, sabah aldığı sigaranın şu an tam sırası olduğunu söyledi ve elini camın içinden geçirdi. (...)
...kadının şapkasıyla omzundaki cam parçalarını son derece nazik bir tavırla silkeledi.
“Lütfen kusuruma bakmayın, hanʼfendi,” dedi. “Sahiden çok üzgünüm. Şu cam pencere öyle pırıl pırıl, öyle temiz ki, orada olduğunu ta-mamen unutmuşum.”