Deniz derya olmuş, susar sanki
Güneş doğar, süzülür, ağlar belki
Canım yanmış, hasret çeker sanki
Sevdiğim gelir, bakar belki
Konuşurum kendim ile
Kırpışır kalbim sen ile
Neşem solmuş bağrım ile
Ağlar olmuş gözlerine
Sarılırım sözlerine
Maşuk yanar aşk ile
Kayboldum sabır dile
Varsın nazar desinler
Gönüle hoş geldin
Harap oldum
Siyah oldum
Ziyan oldum
Göklere yağmur oldum
Düşer oldum
Bir toprakta yatar oldum
Kimseye değildir sitem
Aklın yolu ile imtihan
Kalbe varmış sevdaya ziyan
Kuldur kuluna kavuşmayı bekler zaman
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.)
-Geldim bekle!
-Benim ben!
(Kapı açılır.)
-Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey.
-Bütün gün bu anı bekliyorum.
-Hm. Hangi anı?
-Evime geldiğim anı yavrum?
-Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan.
-Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken
Her takvime üç beş ömür,
Bahtımızın bilmecesini bölüştürdük,
Çabuk düşen yapraklara..
Her şey niye bu kadar çok zaman alıyor?
Niye?
Ne çabuk geldik,
Bu soruyu derin bir iç sızısıyla soracak yaşa..
Ölüm karşısında kazanılan bakış derinliği,
Niye yitirildi yaşamda?
Eski bir fotoğrafa bakıyordum,
Bu sorular beni yokladığında.
Fotoğrafta sen de varsın,
Bak ve söyle bana.
Murathan Mungan
Mavi bir gökyüzümüz olsun,
Kanatlarımız..
Dokunarak uçalım.
İnsanlardan buz gibi soğudum.
İşte yalnız sen varsın.
Öyle halsizim ki hiç sorma,
Anlarsın..
Cahit Külebi 🕊