Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nur Sena Akay

Ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm. Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: -Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.
Reklam
En muhtaç durumdakilerin en nefret ettiği şey minnettarlıktır, sırf kendilerini yeniden iyi hissetmek için ilk fırsatta saldırırlar.
Kedi bu kadar çok uyuyorsa, inanıyorum ki, düşsel yaşamının kıyaslanamaz zenginliği yüzündendir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Anlayacağınız insanların kedilerle ilişkisi her zaman insan merkezli olmuş. Tanrı değiliz, şeytan değiliz; nankör, kibirli, büyük burunlu, çıkarcı, bencil hiç değiliz. Dikkat ederseniz bunlar hep insanlara ait fikir ve özellikler. Kendi yansıttıklarınız yüzünden bizi sevmiyorsanız, bu sizin kaybınız olur. Bir kediyle yaşama ayrıcalığını teptiğiniz için neler kaçırdığınızı asla bilemeyeceksiniz. Ancak bir insanın içine zorla sevgi, iyilik gibi şeyler sokamazsınız. İnsanlar özgürdür, neyi sevip sevmeyecekleri onlara kalmıştır. Ancak şunu da bilirim ki sevmediklerini düşünen çok kişi bir kediye maruz kaldıktan sonra kıyas kabul etmez bir değişim geçirir. Sevgi size doğuştan gelmez. Onu siz öğrenir ve yaşarsınız.
Sayfa 116 - ÇınarKitabı okudu
Herkes yasını başka şekilde tutar. Ağlamayan insanları gördüğümüzde onların yeterince acı çekmediklerini düşünme gafletine düşeriz. Ölüm onlara tanık olanları değiştirir, dönüştürür. Eski benlikler geride kalır. Bazı yükleri sırtımızdan indiririz ama yenileri onun yerini alır. Taşıdıklarımız ve arkada bıraktıklarımızla şekillenir nasıl biri olduğumuzu ortaya koyarız. Ölüme verdiğimiz anlam tepkilerimizle ölçülemez.
Reklam
Bizler ölürüz, yaralanırız, böbreklerimizde taş oluşur hatta kanser bile oluruz. İnsanlara ne oluyorsa bize de olur. Yalnızca konuşup derdimizi anlatamayız. Yeryüzünde can taşıyan her ne varsa bunlarla karşılaşır. Birbirimize yardım etmezsek hayatta kalamayız. Bağlanırız, acı çeker ve özleriz. Ancak kurduğumuz bağlar dünyaya anlam katar. Hepimiz dünyadan bir şeyler alırız. Karşılığında verdiklerimiz bizim değerimizi ortaya koyar.
Kendi yurdunda, kendi insanları tarafından anlaşılmamak veya yanlış anlaşılmak samimi ve onurlu insanlar için hayal ve kalp kırıcıdır. Fakat kendi yurdunda, kendi anadilinde düşünceleri yüzünden suçlanmak samimi ve onurlu insanlar için şevk kırıcıdır. Dünyaya yeni fikirler, yeni olasılıklar sunmak hevesiyle hayatlarını bu yola adamış insanların şevki kırıldığında hava kanalları tıkanır. Hava nefestir.
Evet, bizim artık 21. yüzyılın para biriminin dolar, euro, tl hatta bitcoin değil de parlak ve özgür fikirler olduğunu kabul etmemiz şart!
Sayfa 176Kitabı okudu
"Afrika ve Arap ülkelerinde çocuklar ölürken, sen yunusları kurtar!" diyen mesajlar almıştım. Bak bu tepkiler de işte 'taşra korkusu'nun bir başka belirtme türü. Kendini dünyanın taşrasında gördüğü için sınırlı düşünüyor kişi. Sürekli savunma halinde kalırsan düşünemezsin. Düşünebilsen, yunusları koruyanlar, aynı zamanda çocukları ve tabiatı da koruyandır, görürsün.
Sayfa 175Kitabı okudu
Düşünsene, otuz yıl önce erkeklerin kırmızı gömlek, mor çorap giymesi büyük şehirlerde bile ayıplanırmış ama Osmanlı'da eşcinsellik yasak değilmiş. Sultan'ın önünde yapılan geçitte eşcinsel erkekler alayı da geçebilirmiş...
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Dünyayı değiştiren zeki ve yeni fikirlerin hiçbiri, kendi çağının kural ve inançlarına körü körüne itaat eden uyumlu çoğunluk arasından çıkmadı. Doğruluğuna inanılan fikirleri sorgulayıp, ötesini merak eden milletler dünyanın beyin gücüdür, diğerleriyle tarih boyunca hiç istisnasız onları taşıyan beden olmuştur!
Sayfa 169Kitabı okudu
Avrupa'yı gezip görmek için tarifsiz heyecanlanıyordum. En kısa tatilleri bile değerlendirip, kentteki bir otelde garsonluk yapmaya, para biriktirmeye başladım. Sabırla, özenle... Biriktirdikleri paralarla müzik setleri, arabalar alan memleketlilerim bana, ben onlara tuhaf tuhaf bakıyorduk. Seyahat alışveriş ya da gösteriş amacıyla yapılmadığı, yolculuk edilen ülkenin insanından ve kültüründen turistik kaygılar dışında kazanılmış görgü, bilgi olabildiği sürece insanı zenginleştiren, hoşgörüsünü, yaratıcı yanını, insanlığını arttıran bir okuldur. Bu okulun yaşı yoktur. Kalp gözüyle, samimiyetle bakan kişi, kendininkine benzemeyen kültürlerin insanını, geleneğini anlamaya çalışır. Ve anlamak, sevgiye giden son kapıdır.
Kendi payıma ben dünyayı rüyalarımla keşfetmeye çalıştım. Bu yeterince cesur olmadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma.
Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı'na varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam dünyanın kendisini hiç görebilir mi?
Açgözlülük derin bir mutsuzluğun en şaşmaz belirtilerinden biridir; her şeye karşı o kadar güvensizdim ki, yalnızca elimde ya da ağzımda tuttuğum veya oraya doğru giden şeye gerçekten sahip olabilirdim ve benzer bir durumda olan Elli tam da onu alırdı benden.
Deniz kıyısı bir oyun alanıdır her çocuk için. Siz, çakıl taşı toplayanların iri bedenlerine aldanmayın sakın; birer çocuktur aslında onların her biri. Oyuncakçı dükkanın raflarında bir oyuncak beğenmekten hiçbir farkı yoktur, sahilde çakıl taşı aramanın. Her ikisinde de düşler denizinin kıyısında gezinir insanın bakışları.
Reklam
Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç
Uzun lafın kısası; kadın, geride kalma fikrini o kadar sevmiştir ki falancanın karısı olmayı falanca olmaya tercih etmiştir. Kadının kimliği de bu yüzden yoktur işte. -Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Yaklaşımını başarılı olmaya yeğlemiştir mesela. O kadar ki hiçbir kadın çıkıp, -Neden benim arkamda da o anlamda bir erkek yok? diye sormamıştır.
Darcy
İnsanların ahmaklıklarını, kötülüklerini gereğince çabuk unutamıyorum ya da bana yönelik kabalıklarını. Kimse duygularımı kolay kolay kışkırtamaz. Yaradılışım için kinci diyebiliriz belki... Birinden bir kez soğuyunca ilelebet soğurum.
Sayfa 61 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu