Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Şenay Dikyol
Şenay Dikyol
@senaydikyol
129 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Romanın ilk cümlesi, dört mevsime sığan hikayesinin leitmotivini veriyor, sevgi arayışını.. "Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi." Bu arayışın arkasında C.'nin dünyaya bakışının özeti vardır… Ne var ki, hikaye süresince iki aşk ilişkisi etrafında yakınlaştığımız C. "o"nu bir türlü bulamayacaktır. Her bölümü farklı mevsimlerde geçen roman, babasından kalan miras sayesinde hayatını çalışmadan sürdüren C.'nin birbirinden farksız geçen günlerini anlatıyor.
Aradığı aşkı, hesapsız sevgiyi bulamayacaktır C. onu bulamadıkça toplumla bir bağ kurması da imkansızdır. Sona geldiğinde umutların tükendiği anlaşılır; "Sustu, konuşmak lüzumsuzdu. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı." Aylaklığı bir değer olarak savunan C.'nin susuşu bir boyun eğiş değil; tıpkı Kitlenin bireyi içini alıp tektipleştirmesine karşı bir tür başkaldırı aslında.
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana romanında erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanların çektiği sıkıntıları anlatıyor. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, anaların evlatlarını bir bir askere göndermesi, ayrılıklar, gözyaşları...
Savaşın sadece savaşanlar değil, kalanlar için de yıkıcı bir etkisi olduğunu kitapla beraber hissediyorsunuz. Güçlü, birbirine destek veren iki kadın; Tolganay ve Aliman. Biri hem eşini hem çocuklarını, diğeri ise kocasını savaşa kurban veriyor.
Yaşanılan zorlukları, özlemleri, üzüntüleri, açlığı hayatta kalma mücadelesini kitap çok güzel bir şekilde anlatıyor.
Savaş sadece savaş meydanın da çarpışan askerleri mi etkiler? Ya cephenin gerisindekiler.. Mesela bir ana, üç oğlu ve kocasını savaş meydanına yolcu etse...
Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler...
17 yaşındaki bir delikanlının ergen bunalımları, aykırılığı, boş vermişliği, yalnızlığı, arzuları ve korkularını ele alıyor.
Holden'in yatılı olarak okuduğu okuldan atılmasıyla kitabın serüvenine başlıyoruz. Kendi iç dünyasında çatışmalar yaşayan dördüncü kez okuldan atıldıktan sonraki 3 gününü kendi ağzından dinliyorsunuz.
Kitap, günlük konuşma diliyle yazıldığı için samimi ve akıcı ilerliyor.Kitapta çok fazla kelime tekrarı ve argo konuşmalar beni biraz rahatsız etti açıkcası. Yine de okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Okur Takip Önerileri
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet...
Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü.
Şüpheliler, sorgular, tanıklar ve tabi polisler etrafında gelişen karmaşık, içinden çıkılmayacak gibi görünen olaylar.
Ahmet Ümit'in diğer kitaplarında da olduğu gibi sonunu kesinlikle tahmin edemediğim bir kitaptı Beyoğlu'nun En Güzel Abisi. Bunun sebebi kesinlikle yazarın katili çok iyi saklanmasından kaynaklanıyor. Hiç beklemediğiniz biri, hiç beklemediğiniz bir anda ortaya çıkabiliyor.
Bazen böyle olur. Hayat, durduk yere bir ipucu sunar size. Bir kapı açılır ve cinayetin bütün sırrı ortaya çıkar.
Güzel olduğunu bildiğim, az beklentiyle başladığım fakat çok fazla beğendiğim bir kitap oldu. Sabahattin Ali'nin en sevilen ve beğenilen kitabı olan Kürk Mantolo Madonna; Raif Efendi ve Maria Puder arasında geçen aşkı anlatmaktadır.
Sessiz, içine kapanık bir adam olan Raif Efendi'nin büyük aşkı, vazgeçilmezi Kürk Mantolo Madonna'sı Maria Puder'e karşı hissettiklerini kitapta oldukça derin bahsetmektedir.
Ölen, yaşayanların bir parçası olarak hatta kalmaya devam edebilir.
Ancak ölümdür içimizde kalanları bir daha söylememize engel olan, en can yakıcı ve en büyük pişmanlığımız.
