Seneler önce okuduğum Şeker Portakalı kitabını temin edip, tekrar okudum.
Şeker Portakalı ve Zeze seni tanıdığım için çok mutluyum.️ Bir yerlerde hala seninle tanışmayan insanlar olduğu içinse çok üzgünüm.
Yanımda olsan, hayatın seni oradan oraya savurduğu o küçücük kalbini öpmek isterdim.
Hayat zaman zaman evet adil değil, bazılarımızı erken büyümeye zorluyor. Bu süreçte acı, kayıp ve sevgisizlik her yanımızı sarıyor ama biz yıkılmıyor, tekrar ayağa kalkıyoruz. Hayatın adil olmadığını söyleyebilmek için tekrar ayağa kalkabiliyoruz Zeze. Çünkü içimizde bitmek bilmeyen bir sevgi, evet sadece sevgi koruyor kendini her duruma karşı.
Zeze, Şeker Portakalı ile bizleri bırakmıyor. Onun o güzel kalbini daha fazla yanımızda hissedebilmemiz için Güneşi Uyandıralım ve Delifişek kitapları ile yolculuğuna devam ediyor. En kısa zamanda Zeze’nin yolculuğuna diğer kitapları ile yol arkadaşı olarak mutlaka katılmalı. :))
Kitabın yazarı Vasconcelos sıkıntılı geçen çocukluk yıllarından ve kendi hayatından izler taşıyan (on iki günde yazdığı) bu romanı “yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını” belirtmesi beni çok etkiledi. İlham kaynağı olma nedeni paralelde gelişen yaşam döngüleri...
Şeker Portakalı “günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü” sözleriyle giriş yapsa da tüm çocukların Zeze ile tanışmalarını istiyorum. ️
Türkiye’de sayısız Zeze olduğu gerçeğini içime atarak, çocukların yanında her daim onlara sevgi sunan insanlar ve bir meleğin olmasını dilemekle kapatıyorum.
Seni seviyorum Zeze.
Sizi seviyorum tüm çocuklar.