40 Hadis-i Şerif (İmam Nevevi Rahmetullahi Aleyh )
İmâm Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh Yahyâ b. Şeref Rahmetullahi Aleyh Nevevî, Şâfi’î (ö. 676 / 1277) Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle Hadis-i şerifte: “Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfz ettirirse, Allahü teâlâ onu âlimler zümresinde haşreder. Ben de kıyamet gününde ona şâhid ve şefaatçi olurum” buyurulmuştur. İslâm âlimleri bu
Hz. Musa ve çoban kıssası
Hz. Musa bir gün dağlarda dolanırken Allah’a dua eden bir çobana rastlar. Çoban kendini duaya o kadar kaptırmıştır ki bu içten hali Hz.Musa’nın dikkatini çeker. Çobana yaklaşır ve duasını dinlemeye başlar ama bir de ne duysun! Çoban: ‘Allah’ım! Seni ne kadar severim bir bilsen, senin için sürümdeki en yağlı koyunu keseyim. Sen iste koyun kavurması yapayım. Sen dile ayaklarını yıkayım, kulaklarını temizleyip, bitlerini ayıklayayım. Ben sana çok hayranım.’ diyor ve Allah’a olan aşkını kendine has o saf üslupla dile getiriyormuş. Hz.Musa çobanın bu duasını duyunca köpürür ve onun haddini aştığını düşünerek: ‘Seni cahil adam! Hiç böyle bir dua olur mu? Allah’ın ayakları mı var? Sen kafir oldun! Hemen tövbe et!’ diyerek azarlar. Adam bu sözler karşısında adeta yerin dibine girmiştir ama peygamber haksız olacak değildir ya! Son derece mahcup ve mahzun bir edayla tövbe eder. O akşam Hz.Musa Rabbinden bir ses işitir. Allah: ‘Ey Musa! Sen buluşturmaya mı geldin ayırmaya mı? Şu garip çobanı azarladın. Oysa biz ondan razıydık. O inancında samimi idi. Biz kelimelere bakmayız, niyete bakarız! Kelimelere bakacak olsaydık yeryüzünde insan kalmazdı!..’ diye ihtar eder peygamberini. Hz.Musa anlar yaptığı hatayı ve hemen ertesi gün çobanı bulmaya gider. Onu bulduğunda sırtını okşar ve: ‘Ey dost, ben hatalıyım, beni affet. Sen en iyisi bildiğin gibi dua et. Çünkü böylesi Allah katında daha kıymetlidir!’ der.
Reklam
kırmızı deynek
Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü Ve yabanıl ak atlar doludizgin Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki Bu sabah yağmur yağacak Bu sabah gün açacak Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak Bahar patlayacak Köpükler, bulutlar patlayacak Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem Topraktan yeni çıkarılmış Üç bin yıllık yunan şarabı Atların kara
Sayfa 85 - Yapı Kredi Yayınları
Benim başlangıcım bile olmadı. Ben hep sonları yazdım, kendi sonumu getirerek. Bir yerden başlamak yerine sonlara gelmeyi tercih ettim. Bir şeye başlamadan bitirmeyi sevdim. Sonlar hep daha güzeldi benim için. Bir hikâyenin başından çok sonunu severim, bir yemeğin başından çok sonunda lezzetini alırım. Bir insanı başında değil hep günün sonunda tanırım. Çünkü sonlar hep kesindir, gerçektir. Yalan olma ihtimali yoktur. Kim bir şeyin sonuna gelmişken hâlâ yalan söylemeye devam eder ki? Bir yemeği yerken bile en sonunda anlaşılmaz mı lezzeti? İnsanda böyledir işte. Başında anlayamazsın, bazen güzel gelir, bazen arada bırakır seni ama asıl emin olduğun zaman her şey sondur. Sonlar gerçeği yansıtır. Benim gerçeğim ise yazdıklarımdan ibaretti. Son Beklediğim // Minsung
312 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
konu willow isimli bas karakterin soyu devam etmemesi gereken bir madizza soyundan gelmesiyle basliyor willow hayatinin cogu kisminda (20 yasina kadar falan) alacagi intikam icin egitiliyor kendi babasi tarafindan bu intikami alabilmesi icinde yerine getirmesi gereken bazi seyler var bunun icin gitmesi gereken sadece ozel soydan gelen (on uclerin
Cadılar Meclisi
Cadılar MeclisiHarper L. Woods · Pukka Yayınları · 2023549 okunma
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Reklam
910 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.